MEDÎNE SOFRALARI…

ŞAİR : TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) tali@yuzaki.com

Cihanda cennete dâvet, Medîne sofraları…
Kerem, lütuf ve inâyet, Medîne sofraları…

Nebiyy-i Emced’e Kevser başında vuslat için;
Şerefli tahtına hicret, Medîne sofraları…

Duyunca kubbede; «Men zâranî»* hitâbesini,
Koşup da canla icâbet, Medîne sofraları…

Rasûl-i Ekrem’e varmak için akan ırmak…
Duâ, niyaz ve ibâdet, Medîne sofraları…

Hudâ’nın indi semâdan, şerefli mâidesi…
Yanık gönülle tilâvet, Medîne sofraları…

Yanar, kurur salevatlarla dil, diler şefaat;
Demez mi zemzeme şerbet, Medîne sofraları?..

Keremli Gül, Ramazanlarda öyle ekremdi…
Tâ haşre dek bu ziyâfet, Medîne sofraları…

Gelen misâfire âmâdedir, ayırt edemez;
Şiârı, kardeşe hizmet: Medîne sofraları…

Misâfir etmek için yalvarır, gelen geçene…
Misilsiz aşk-ı sehâvet, Medîne sofraları…

Nasıl muhâcire ihsân ederdi dün, ensar,
Bugün de yoksula servet, Medîne sofraları…

«Buyur!» diyen ne de çok; «Sen de ver!» diyen hiç yok,
Esas hayatla ticâret Medîne sofraları…

Özünde Hazret-i Sâmî, vefâlı Mûsâlar;
Velî işâreti himmet, Medîne sofraları…

Cihânın en büyük ikrâmı, en cömert, en uzun…
Rekorlar üstü kerâmet, Medîne sofraları…

Sağımda Burmalı Nusret, solumda Şamlı Aziz,
Ümîdim ümmete vahdet, Medîne sofraları…

Yoğurdu, dukkayı, hurmayla âfiyetle yemek,
Gönülde bal gibi lezzet, Medîne sofraları…

Kanâat içtiğimiz, zâd-ı Hak’la doyduğumuz,
Kifâf-ı nefse riâyet, Medîne sofraları…

Ömür, oruçla riyâzâtı meşk ederse güler;
O gerçek iftara hasret, Medîne sofraları…

«Evimle minberimin bağrı, cennetin bâğı…»
Çağırdı «Yerdeki cennet», Medîne sofraları…

Otur bu sofraya, Tâlî, edeple gönlü doyur,
Safâ ve nur dolu rahmet, Medîne sofraları…

Götür bu sofradan ukbâ için de yol azığı…
Ebed yolundaki nîmet, Medîne sofraları…

Vezni: mefâilün / feilâtün / mefâilün / feilün
(fa’lün)

________________
* «Beni vefatımdan sonra ziyaret edenler, hayatımda ziyaret etmiş gibidir.» (Dârekutnî, II, 278, nr. 192) hadîs-i şerîfinin ilk kelimeleri.