SALACAK’TAN GÖRÜNEN İSTANBUL

Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com

Önümde Topkapı… Haşmetli çağların sarayı…
Hatırlatır bize onlarca şanlı hâtırayı…

Şerefli cedler asırlarca kükremiş buradan,
Baş eğmiş ürpererek Nemçe, Leh, Macar, Boğdan!

Kayınca göz, sola sabitleşir; meziyyette,
Boy ölçüşen Ayasofya’yla Sultanahmet’te.

Mehâbetiyle, vakārıyla muhteşemse biri,
Zarâfetiyle sarıp gönlü cezbeder diğeri!

Durur beş-altı asırdır bu kumrular barışık,
Beşer için, medeniyyet için tutarlar ışık.

Evet, zarif olanın çok fakat sanatlı yanı,
Neler neler getirir akla muhteşem olanı:

Bizans’ın ömrü nihâyet bulup, ecel yetmiş,
Salip hilâle bu ma‘bedle inkılâb etmiş.

Veyâ kucaklayıp İslâm o na‘şı dikkatle,
Bir Îsevî nefes etmiş ki aşk u şefkatle.

Binâ o sâyede hâlâ bugün soluk alıyor,
Minârelerle bu dünyâda pâyidar kalıyor.

Minâreler, bütün ufkun minârelerle dolu,
Cihâna gösteriyor hâl diliyle doğru yolu.

Minâreler arasından gurûb eder güneşi,
Cihanda var mıdır İstanbul’un, olur mu eşi?

Vezni: mefâilün / feilâtün / mefâilün /feilün
(fa’lün)