ZAMANA İSYAN

Hadi ÖNAL hadional23@gmail.com

Dün üzgün, gün eyvah, yarın perişan,
Çile hangarına dönüp bakan yok…
Yağmurun peşinden «Hû» diye coşan,
Gönüller kararmış, çıra yakan yok…

İz’an iflâslarda, haraçta vicdan,
Madde taht sahibi, bey olmuş yutan,
Gidiş, gidiş değil; yakındır tufan,
Kire; kefen biçip, kurşun sıkan yok…

Söz, dipsiz kuyuda dönek akışlı,
Yamulmuş köşeler, çıkar nakışlı,
Çiy gözler saralı, Nemrut bakışlı,
Ağızlar edepsiz, palağ tıkan yok…

Med-cezir vurgunu türkü intizar,
Üryan bestelere isyanlarda tar,
Küsmüş şarkılara çok telli gitar,
Nağmeler anlamsız, kalbe akan yok.

Kılçıklaşmış düşler, ayrılık derin,
Kalmamış mertliği gönüllü erin,
Dağılmış askeri saklı seferin,
Küfür kalesini yakıp yıkan yok…

Akıl takasına yüklenmiş kurşun,
Kırılmış kanadı sevdalı kuşun,
Yok, hiçbir kıymeti suçlu susuşun,
Çoğalmış maymunlar, daldan sarkan yok…

Parantezde artış, ünlemler bîzar,
Düzen küreğinde mumcuklar firar,
Dost fâiz, çark dolar, tek düşünce kâr,
Devrâna «Dur!» diyen, nurlu hakan yok…

Küf tutmuş erdemler; her yan sis, duman,
Koyaklar korkulu, gün âhirzaman,
Tek çıkış, tek çare, tek çiçek Kur’ân,
Asırlara şifâ, başka kokan yok…