ÖĞRENDİKLERİMİZ

Bekir ÇİÇEK

Huzûruna varınca biz;
Allah bizi nasıl ister?
Öğretti ki rehberimiz;
Muhabbette asil ister…

Esmâ zuhûruna mekân;
Kur’ân, kâinat ve insan…
Ondan hisse alıp da can;
Hakk’a olsun vâsıl ister…

Kalksın gaflet perde perde
Allâh’ı bul her eserde
Seninle bil de her yerde
Maksat olsun hâsıl ister…

Sırlar muhabbette gizli,
Hikmetler bin bir remizli,
Habib nûrundan feyizli,
Rahmet saçan bir dil ister…

Sohbet, râbıta ve zikir,
Yakar sivâyı eritir…
İçi dışı tevhidde bir,
İbrahimce Halil ister…

Sünnet, esbâba tevessül,
Usûlsüz muhaldir vusûl,
Yollarda en temel usûl;
Mürşidini kâmil ister…

Âsân ister isen yolun;
Dosta bütün vârını sun…
Vesileye iyi tutun,
İnce yollar delil ister…

Dost bize bizi bildirir,
Nefsi bilen Rabbi bilir,
Haddi bilir ve dirilir;
Anlamaya ehil ister…

Bu imtihan dershanesi,
Tam bir iptilâ hânesi…
Sabır, rızâ nişânesi;
Allah sabrı cemîl ister…

Îmandan, sâlih amelden,
Ahlâktan, sîretten, hâlden,
Sevdiğimiz candan-maldan,
Cennete bir bedel ister…

Varıp bilgiden irfâna,
Erip yakînî îmâna,
Durup huzûr-ı Rahmân’a,
İhsân üzre amel ister…

Malın faydasız gününde,
Amelin durur önünde,
Ecel gelip öldüğünde,
Kalb-i selîmle gel ister…

Bâr olmayıp da yâr olan,
Huyu infak, îsar olan,
İşi orta karar olan,
Üstte olan bir el ister…

Tevbe ile türlü derde,
Sessiz tenha gecelerde,
İstiğfar ile seherde,
Gözyaşlarını sel ister…

Etrafına iyice bak;
Var mı göklerde bir çatlak?
Varlıklardan sır duyarak,
Tefekkürlere dal ister…

Her şeyde kudret akışı…
Hadsiz tecellî nakışı…
Atıp da bir kalp bakışı;
Binlerce ibret al ister…

Gökler direksizce tavan,
Yerler de yemyeşil eyvan,
Her yaprağında bir dîvan
Bulabilen mecal ister…

İnsandır arza halîfe,
Rûh-ı Rabbânî latîfe,
Alma kadrini hafife,
Şerefini iclâl ister…

Namaz, rûha mîrac burcu,
Zekât, bir insanlık borcu,
Her âzanla tut orucu;
Hacla dîni ikmal ister…

Çalış, kazan hep gayret et,
Helâlliğe çok dikkat et,
Sağlamca bir istikamet,
Lokmasını helâl ister

Kalbini putlardan koru,
Ki yerleşe tevhid nûru,
Hakk’ın nûru arı-duru
Tertemiz bir mahal ister…

Zorda, darda ve cefâda
Rasûlullâh’a vefâda,
Muhabbet-i Mustafâ’da
Ashabca bir kemâl ister…

Kur’ân’ı canınla dinle,
Mûcibince amelinle,
Tevzî ederken dilinle,
Kitâb içre cemâl ister…

Sataşana selâm de de;
İncitme sen, incinme de.
Hiçlik üzre gide gide,
Türâb ile hemhâl ister…

Fikri yerince edecek,
Zikri derince edecek,
Şükrü engince edecek,
Kalbi diri cevval ister…

Sevgi, varlığın sebebi,
Zirvesinde aziz Nebî…
Ondan öğrenip edebi,
Bürünüp gelen kul ister…

En güzel örnekle buluş,
O’na uymakta kurtuluş,
Hak katında mahbûb oluş,
İttibâ-ı Rasûl ister…

O sâdık dost verdi haber:
Kişi sevdiğine benzer,
Olup sâdıkla beraber,
Sadâkati kabul ister…

Rabbin birçok yemini var,
Nefsi ihmal büyük zarar,
Edip de ıslaha ısrar;
Tezkiyeyle kurtul ister…

Hizmet merdiven zirveye,
Rabden lütuf ve hediye,
«Şükür yâ Rab!» diye diye,
Aşkla işe koyul ister…

Halkı Hakk’ın iyâli gör,
Bakma hiçbir kimseye hor,
Her varlığın hatırın sor,
Şefkat ile yoğrul ister…

Terk eyle de itirazı,
Şifâ bulsun kalp marazı,
Sen Hak’tan; Hak senden râzı,
Mutmain bir gönül ister…

Rahmet deryası gönüllü,
Hüsn-i zanlı, hoş kabullü,
Tatlı dilli, yüzü güllü,
O Gül’e vâris gül ister…

Başın okşa yetimlerin
Istıraplı iklimlerin,
Acıların, matemlerin,
Hep civarında ol ister…

Yola gitmezsen «ben»inle,
Himmet olur hep seninle.
Rûhun, kalbin, bedeninle,
Baş konulan bir yol ister…

Hayat fenâ âhenginde,
Ölüm bu ânın renginde,
Son nefesin mihenginde,
Müslüman iken öl ister…