18. ULUSLARARASI HAZAR ŞİİR AKŞAMLARI

Hadi ÖNAL hadional@mynet.com

Gönül dünyamızın ufuklarını süsleyen sevda meş’alemiz, amacı kadar sunduğu güzellikler ile de su gibi azizleşen Uluslararası Hazar Şiir Akşamları’nın 18.’si yine büyük bir coşku ve katılımla gerçekleşti.

Türk dünyasını ortak dil ve ortak kültürde buluşturmayı; Türk ülkeleri arasında duygu ve gönül köprüleri kurarak dostluk bağlarını kuvvetlendirmeyi amaçlayan Uluslararası Hazar Şiir Akşamları ile bir araya gelen aynı kökün, aynı tarihin, aynı kültürün ve aynı dilin mensupları; sevgi, dostluk, kardeşlik ve hoşgörü yüklü şiirleri ile Hazar’ın sularını derinden ve yeniden dalgalandırdılar.

Hazar; sınırsız yıldız zenginliği ve yüzüne gülümseyen gökyüzünün gülücükleri ile birlikte sularına gönderdiği ışık demetlerine yüklediği sevinç gözyaşlarını kendine mahsus çırpınışlarla kıyılarına bırakırken sevinçliydi, mutluydu. Çünkü o; dili bir, dîni bir, tarihi, kökeni, sevgisi, sevdası bir söz ustalarına, gönül mimarlarına ev sahipliği yapıyordu. Çünkü o; yüzyılların özlemi ile kavrulan yüreklerde yeni bir şahlanışa imza atmanın coşkusunu yaşıyordu. Hazar, kazananın; dostluğun, kardeşliğin yanı sıra Türk dili, Türk edebiyatı, Türk sanatı ve Türk kültürü olduğundan emindi.

Türk coğrafyasının bu en uzun soluklu dil ve kültür kurultayı -Uluslararası Hazar Şiir Akşamları- her yıl Türk’ün fikir ve gönül dünyasında unutulmazlar kervanına katılan birinin hâtırasına düzenlenmekte. Bu yıl, 10-13 Haziran tarihleri arasında düzenlenen 18. Uluslararası Hazar Şiir Akşamları; ruhlara diktiği hoşgörü fidelerinin boylanması, dal-budak vermesi ile insanları ve ülkeleri mânen fetheden, Anadolu coğrafyasının da mânevî fatihi olan Ahmed Yesevî adına düzenlenmişti.

Bin yıllara hükmü geçen Türk-İslâm coğrafyasının mânevî lideri; nesebi Hazret-i Ali’nin oğlu Muhammed bin Hanefî’ye dayanan; yetiştirdiği insanlarla insanı kucaklayan, ona eşref-i mahlûkat olduğunu hatırlatan gönül dünyamızın elmas insanıydı Ahmed Yesevî. Yesi şehrinde dünyaya gelen, büyük Türk coğrafyasına bir zamanlar ilim merkezi olan Buhârâ’da yetiştirdiği öğrencilerle ve Türkçe olarak kaleme aldığı «Hikmet»leri ile İslâmiyet’in doğru öğretilip yayılmasını sağlayan bu gönül ereni, Anadolu’nun da Müslüman-Türklere yurt olmasını sağlamıştı.

“Garip, fakir, yetimleri her kim sorar / Râzı olur o kulundan Allah.” diyen Yesevî’nin fikir ve görüşlerinin boylandığı, dal-budak vererek serpiştiği dergâhlar; yıllarca fakirlere, yoksullara, kimsesizlere, yetimlere, çaresizlere en büyük sığınak yeri olmuştu. Yûnus Emre, Mevlânâ, Ahî Evran ve Hacı Bektâş-ı Velî gibi Anadolu’da sevgi ve hoşgörü kalesini inşa edenler harç sularını onun mânevî ikliminin yağdırdığı yağmurlarla dolan kuyulardan çekmişlerdi.

“Kâfir bile olsa, hiç kimsenin kalbini kırma. Çünkü kalbi kırmak Allah Teâlâ’yı kırmaktır. Gönlü kırık, zavallı, garip birini görsen; yarasına merhem koy, yoldaşı ve yardımcısı ol.” İşte insan, işte İslâm… İşte, bugün dünyamızın kararan, kirlenen ve çirkinleşen yüzünü nurlandıracak damlalar…

Ahmed Yesevî adına düzenlenen Türk şiirini, sanatını, edebiyatını; zevkini ve inceliğini dünyaya tanıtan bu büyük dil ve kültür kurultayına bu yıl da katılım oldukça yüksekti. Sevdasını yüreklerine yükleyen; aşklarına, tutkularına mısraları ile can veren, sevgiye susayanlara duygu pınarlarından su taşıyan Yûnus gönüllü, gül yüzlü şairler, fikir ve düşünce dünyamızın mimarları yazarlar, sanat üstatları renklendirmişlerdi 18. Hazar Şiir Akşamları’nı…

18. Uluslararası Hazar Şiir Akşamları, kurultaya katılacak şairlerin Akgün otelde yapılan tanışma toplantısı ile başladı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Vali Muammer EROL;

“Şiirin ve sözün bayraklaştığı bu güzel faaliyette sizlerle birlikte olmaktan büyük bir mutluluk duyduğumu ifade ederek söze başlıyorum. Türkçenin aydınlık yüzünün ve samimiyetinin bir güneş gibi ısıttığı bu topraklarda, onun talihini kendi kaderleri kabul eden bir avuç insan, sizleri sevgi ve saygıyla kucaklamaktadır. Küçük Hazar’dan büyük Hazar’a doğru uzanan bu muazzam coğrafyanın gök kubbesinde bırakacağımız ses, çocuklarımıza bırakacağımız en büyük miras olacaktır.” dedi.

Hazar; kıyısına kurduğu gönül otağına aşk semâsının yıldızlarını bir bir buyur ederken onlar da Hazarlarına heybelerinde bedeninden soyulmuş kelimelerle demli, sevgi ve hoşgörü meyvelerini ikram ettiler. Sözle örülü mısraların yüreklerde tutuşturduğu tatlı ürpertilere Hazar Gölü de dalgaları ile iştirak etti. Yaratılanda öncelikli olmanın gücünü arkasına alan söz, karşısında durulamayacağını bir defa daha hissettirdi.

Mahmut BAHAR, Ömer KAZAZOĞLU, M. Faik GÜNGÖR, R. Mithat YILMAZ, İhsan NAZİK Elazığ ilini temsilen katıldıkları bu büyük toyda bir yandan ev sahipliği yaparken diğer yandan da okudukları şiirlerle renk kattılar.

«Şiir ve Kültür» programları ile zenginleştirilen 18. Uluslararası Hazar Şiir Akşamları’nda; Türk Edebiyatı, Yüzakı, Erciyes, Kardeş Kalemler, Kümbet, Berceste, Termin, Yenises, Işk Edebiyatı ve Bizim Külliye dergilerinin katılımları ile gerçekleştirilen panelde «Şiir Akşamlarının Kültürümüze Katkıları» konusu işlendi.

Türkçe düşünüp, Türkçe söyleyip, Türkçe yazan âlemi uyandırmayı, Bala Hazar’la Baba Hazar’ı kucaklaştırmayı amaçlayan bu büyük dil, gönül ve kültür kurultayına; Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı katkıları ile destek oldular. Elazığ Valiliğinin himayelerinde gerçekleştirilen 18. Uluslararası Hazar Şiir Akşamları’na Elazığ Belediye Başkanlığı, Fırat Üniversitesi Rektörlüğü, Ahmed Yesevî Üniversitesi Rektörlüğü, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası, Avrasya Yazarlar Birliği, Elazığ Mûsıkî Konservatuarı, Fırat Gazeteciler Cemiyeti ve diğer gönüllü kuruluşlar da aktif olarak katıldılar.

Sevgi ve hoşgörü gibi insanı insan yapan erdemleri dünyamıza; dünyamızın en fazla ihtiyaç duyduğu bir zaman diliminde haykıran fikir ve hareket sahiplerine millet olarak teşekkürlerimiz var.