BESMELENİN FAZÎLETİ

İrfan ÖZTÜRK

Bilinmelidir ki, Allah Teâlâ’nın kitabı Kur’ân-ı Kerîm’in başlangıcı besmeledir. Rivâyete göre diğer bütün peygamberlere gelen kitapların başlangıcı da besmele-i şerîfedir.

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, bu konuda şöyle buyurdu:

Cenâb-ı Allah -celle celâlühû- kalemi yarattığında onu yüz boğum (düğüm) yaptı. Her düğüm arasında beş yüz yıllık bir mesafe bulunuyordu. Sonra Cenâb-ı Hak, ona heybetle nazar kıldı. Kalem ikiye ayrıldı. Cenâb-ı Hak, ona;

–“Ey kalem, kıyâmete kadar olup bitecek şeyleri LEVH üzerine yaz!” diye emretti.

Kalem sordu:

–“Yâ Rabbî! Yazmaya ne ile başlayayım?”

–“Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm ile başla!”

Bunun üzerine kalem yedi yüz senelik bir zaman parçası süresince yazdı.

Cenâb-ı Hak şöyle buyurdu:

“İzzet ve celâlim hakkı için Muhammed ümmetinden herhangi bir kimse, bir defa «Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm» derse, Ben ona yedi yüz senelik ibâdetin sevabını yazarım.”

Yine rivâyete göre Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-, Amr bin As’ı Mısır’a vali olarak gönderdiğinde Amr bin As o sene Nil nehrinin yükselmediğini gördü. Sebebini sorduğunda Mısırlılar şu cevabı verdiler:

“–Her sene Nil’in kabarması, verimli hâle gelmesi için ailesinin müsaadesiyle bâkire bir kız kurbanlık olarak Nil’e atılır. Ve ancak o zaman Nil kabarmaya başlar.”

Amr bin As -radıyallâhu anh- buna engel oldu ve;

“–Bu, ancak câhiliyye devri âdetidir.” dedi.

Durumu bir mektupla ikinci halîfe Ömer -radıyallâhu anh-’a bildirdi. Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- ona şu yazıyı hazırlatıp gönderdi:

“Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm. Ey Nil! Eğer sen emirsiz akıp gidiyorsan, bizim sana ihtiyacımız yoktur. Değilse Allâh’ın izniyle akıp yoluna devam et.”

Amr bin As -radıyallâhu anh- bu kâğıdı Nil’e atınca Nil kabardı ve çok verimli bir duruma geldi. Böylece o kötü âdet de kökünden yıkılıp hükümsüz kaldı.

Nakledildiğine göre Firavun henüz ulûhiyet iddiasında bulunmadan önce bir saray yaptırmış ve bu sarayın üzerine; «Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm» yazılmasını emretmiş. Ulûhiyet iddiası başlayınca Hazret-i Musa Cenâb-ı Hakk’a şöyle suâl etmiş:

“–Yâ Rabbî! Buna neden mühlet verdin? Hâlbuki ben onda hiçbir hayır alâmeti görmüyor ve bilmiyorum.”

Allah -celle celâlühû- Musa Peygamber’e şöyle cevap vermiş:

“Yâ Musa sen, onun küfrüne bakıp helâk olmasını arzu ediyorsun. Ben ise onun sarayının kapısı üzerindeki yazıya bakıp (onu helâk etmiyorum).”

Kapısının üzerine besmeleyi yazan kimse, kâfir bile olsa emin oluyor! Ya ömrünün başlangıcından tâ sonuna kadar besmeleyi kalbinin ortasındaki kara beneğe nakşeden kimse dünya ve âhiret helâkinden nasıl emin olmaz? (Fahreddîn-i Râzî)

Besmele on dokuz harftir. Bu da zebânîlerin sayısına denktir. Zebânîler bilindiği gibi cehennem kapısında görevlendirilmişlerdir. Allah, hepimizi onlardan muhafaza buyursun! Kim; «Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm»i söylerse ve bunu çokça anıp vird hâline getirirse, Allah onu bu zebânîlerden koruyup kurtarır.

Besmeleyi çokça söylemenin, rızıkları celbetmekte, umulmayan yerden rızık gelmesine vesile olduğu bildirilmiştir.

Allah Teâlâ’nın üç bin ismi olduğu, bu üç bin ismin mânâsınında besmeledeki «Allah, Rahman ve Rahîm» ism-i şeriflerinde meknuz olduğu beyan edilmiştir.

Yine tecrübeyle besmelenin esrarına dair şu bilgiler tespit edilmiş ve ilgili kitaplara dercedilmiştir:

Besmeleyi kim bir zalimin ya da haksızlık ve adâletsizlik yapan hâkimin yüzüne karşı elli defa okursa, o zalim ve o hâkim ona karşı baş eğer ve onun korkusu kalbine girer. Okuyana bir heybet verir ve onu onların şerrinden muhafaza eder.

Yağmur yağması için hâlis bir niyetle yetmiş bin defa okunursa, nerede olursa olsun Allâh’ın izniyle yağmur yağar.

Herhangi bir ağrı üzerine ya da sihirlenmiş, büyülenmiş kimse üzerine hiç ara vermeden günde yüz defa okunursa Allah ondan o ağrıyı ve o büyüyü giderir.

Rivâyet edildiğine göre, Mansur bin Ammâr, yolda giderken üzerinde besmele yazılı bir kâğıt parçası buldu. Yerden aldı, bir yere koymak istediyse de temiz ve münasip bir yer bulamadı. Tekrar ayak altına düşmemesi için bu kâğıdı ağzında çiğneyerek yuttu. Hâdisenin olduğu günün gecesinde çok enteresan bir rüya gördü. Rüyasında birisi kendine şöyle sesleniyordu:

“O besmele yazılı kâğıda saygından dolayı, Cenâb-ı Hak, sana hikmetlerinin kapısını açtı. Seni ilim ve hikmetiyle doldurdu.

Gerçekten de Mansur bin Ammâr uyandığında ilim ve hikmetle âdeta dolu hâlde idi. Bu rüyadan sonra hayatının sonuna kadar çevresine ilim ve hikmet saçmaya devam etti.

Said bin Sekîne’den yapılan rivâyette deniliyor ki:

Hazret-i Ali -radıyallâhu anh-; «Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm» yazan bir adama bakıp ona dedi ki:

“Besmeleyi güzelce yaz, çünkü onu güzelce yazan bağışlanır.”

Yine Hazret-i Ali -radıyallâhu anh- diyor ki:

“«Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm»i yazmak yüzü güzelleştirir.”

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurdu ki:

“Bana öyle bir âyet indirildi ki, Dâvûd oğlu Süleyman’la Ben’den başka kimseye indirilmedi. Bu âyet; «Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm»’dir.” (Heysemî, 7:86)

Efendimiz besmele her hayırlı şeye besmele çekmenin önemi hakkında da şöyle buyurmuştur:

“«Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm» ile başlamayan her iş bereketsizdir, devam etmez ve köksüzdür.” (Müsned 2/259).

“Gerçek şu ki şeytan, besmele çekilmeyen yemeği benimseyerek kendi hakkı sayar.” (Müslim, Eşribe, 102; Ebû Dâvûd, Et’ime 15).

Onu yazmanın husûsiyet ve sırlarına dair de şunlar tecrübe edilmiş:

Kim besmeleyi bir kâğıda yirmi bir defa yazıp uykusunda korkan çocuğun boynuna asarsa; o korku ondan giderilmiş olur. Allâh’ın izniyle besmele tesirli olur. Veya çocukların korunması için yazılırsa onlar bütün âfetlerden korunmuş olurlar.

Kim besmeleyi beyaz bir kâğıda bin defa yazıp beraberinde taşırsa, düşmanların yanında heybetli görünür. Dostlarının yanında da çok sevimli olur. Halk arasında saygıdeğer ve şerefli bir kimse durumuna gelir. Allah, ona hayırların kapısını açar. Devamlı sûrette, emniyet ve âfiyet içinde kalır.

Rivâyetlere göre Rum meliki Kayser, ikinci halîfe Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-’a bir mektup yazarak baş ağrısından şikâyet ediyor ve bir türlü geçmek bilmediğini, bütün tabiplerin bu hususta âciz kaldıklarını, bu sebeple bir ilâç gönderilmesini talep ediyordu.

Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- ona bir külâh gönderdi. Kayser buna çok hayret etti ve külâhın içini aradı. Üzerinde; «Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm» yazılı olan bir kâğıt buldu. (Hulâsatü’l-Beyân)