GELDİ YİNE
Aziz Mahmud HÜDÂYÎ
İki cihân sultânının
Doğduğu ay geldi yine…
İlm u maârif kânının
Doğduğu ay geldi yine…
Gelsün şefâat isteyen,
Bulsun safâ anı seven,
Ol Sâhib-i Hulk-i Hasen,
Doğduğu ay geldi yine…
Bedr-i Dücâ, Şems-i Duhâ,
Verd-i Gülistân-ı Hudâ,
Hakk’ın Habîbi Mustafâ
Doğduğu ay geldi yine…
Bir âşık-ı sâdık kanı?
Râhat bula cân u teni,
Sırr-ı Hakîkat Mahzeni
Doğduğu ay geldi yine…
Anı, Hüdâyî, kim sever;
Matlûba bulmuştur zafer.
Fahr-i Cihân, Hayru’l-beşer,
Doğduğu ay geldi yine…
Vezni: müstef’ilün / müstef’ilün
ilm u maârif kânı: İlim ve irfan madeni.
Sâhib-i Hulk-i Hasen: Güzel ahlâk sahibi.
Bedr-i Dücâ: Karanlık geceyi aydınlatan dolunay.
anı: O’nu
Şems-i Duhâ: Kuşluk vakti güneşi.
Verd-i Gülistân-ı Hudâ: İlâhî gül bahçesinin gülü.
Habib: Sevgili.
kanı: Hani, nerede?
Sırr-ı Hakîkat Mahzeni: Hakikat sırlarının hazinesi.
matlûb: Arzu edilen, maksud, gaye.
Fahr-i Cihân: Âlemin iftihar/övünç vesilesi.
Hayru’l-beşer: İnsanlığın en hayırlısı.