HAYÂLİ BİLE GÜZEL…

Servet YÜKSEL

Biz ki asırlar boyu küffârı yere serdik,
Macar ovalarında rüzgâr gibi eserdik,
Türk’ün yoldaşı asil kır atlarımız vardı.

O tuğralı fermanlar zalimlere yeterdi,
Ayağımı bastığım toprakta gül biterdi,
«Kızılelma» dediğim muratlarımız vardı.

Gönüllerin esrarı bir damla suya düşer,
Hafız Osman «vâv»ını arasın dursun beşer,
Edep tâcı giyinmiş sanatlarımız vardı.

Garibana, yetime hizmet ahde vefâdır,
Merhamet ocağında pişen aşlar şifâdır,
Dört bir yana serpilmiş hayratlarımız vardı.

Fatihine sevdalı; «beldetün tayyibetün»,
Cihan sultanı değil, hâdimi olan üstün,
Kudret mührü vurulmuş beratlarımız vardı.

Besmelenin farkını hangi terazi tartar,
Cömertlere ne mutlu, infak ettikçe artar,
Bizim yedi başaklı hasatlarımız vardı.

Adının anıldığı her iklimde yunulur,
Bir avuç gözyaşıyla sevgiliye sunulur,
Şiirin şâhikası naatlarımız vardı.

Bugün Nil boz bulanık, yeşil Tuna ağlarmış,
Hayâli bile güzel, yâ Rabbî ne çağlarmış!
«Suya seccade salan» evlâtlarımız vardı.

Hani o hâllerimiz, dünyanın imrendiği?
Sevginin yeşerdiği, huzurun demlendiği,
Hakk’ın râzı olduğu hayatlarımız vardı.