KİBİR-ZİLLET DENGESİ VASİYET 37

İbn-i Arabî’den Vasiyetler

Dr. Âdem AKIN ademakin@yuzaki.com

Kibre düşme illetinden şiddetle sakın! Elbisenin uzunluğunu, topuğunun üzerinde ve hattâ dizinden aşağı yarı hizada tut.1 Rivâyet edildiğine göre Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“Mü’minin izârı2 dizinden aşağı yarı hizaya kadar uzanmalıdır. Bu kısımla topuk arası bir hizada bulunmasında da mahzur yoktur.”3 buyurmuşlardır.

Kayrevanlı Ali bin Ebî Tâlib de bir şiirinde şöyle demiştir:

“Elbiseni kısa tutman gerek; en temizi, en kalıcısı ve en takvâlı olanı budur.” Temizdir, çünkü elbisenin etekleri yerdeki pisliklere bulaşmaz; kalıcıdır, çünkü elbisenin etekleri yere sürtmediği için daha geç yıpranır; takvâlı olandır, yani şer‘-i şerîfe muvâfık olanı budur. Nitekim müttakî / takvâ sahibi kişi odur ki, Allah yolunda kendisini gerek beşerî gerekse cinnî şeytanların ezâlarından koruyup sakınır. (Aynen yolda yürürken elbisesini kendisine rahatsızlık verici şeylerden sakınan kimse gibi.) Allah Teâlâ elbisesini (kibir alâmeti olarak) uzun tutan kişinin yüzüne bile bakmaz.4 (O kişiye âhiret gününde iltifat etmez.)

Elinde ihtiyacını görecek kadar mal varken, onu çoğaltmak hırsıyla insanlardan asla dilenme. Bu şekilde dilencilik, kıyâmet günü sahibinin yüzünü tırmalanmış ve soyulmuş bir hâle getirecektir. Fakr u zarûret içine düşüp, çalışmaktan da âciz kaldığın takdirde seni ölümden kurtaracak miktar dilenebilirsin; bu haddi asla aşma. İmkân sahibiyken o imkânı çoğaltmak maksadıyla dilenmemen, zarûret hâlinde açlıktan helâk olmamak için dilenmenin bir keffareti sayılır. Malını çoğaltmak için dilenen kişi âhiret gününde yüzü tırmalanmış, soyulmuş ve delik-deşik olmuş bir vaziyette haşrolunacaktır.

Mü’minin dilenmesi, ateşi alevlendirir. Bunun (zarûret hâlinde olan için) mânâsı şudur ki:

Eğer bir mü’min kendisi gibi yaratılmış bir kuldan zarûret icabı bir şey isteyecek olursa, hayâsı sebebiyle kalbinde bir ateş peydâ olur. Eğer bu zarûretini her şeyin sahibi olan Allah Teâlâ’ya arz etmiş olsaydı, Allah Teâlâ bu iş için kullarından birisini vazifelendirir ve onun ihtiyacını böylece görürdü. Binaenaleyh, eğer kişi, bir başkasından bir şey isteme hususunda kalbinde gurur ve izzet hissi bulursa, bu asla kibir değildir; bilâkis insanın himmet ve şerefinin yüceliğinden kaynaklanan bir hâldir. Kişinin yüce himmet sahibi oluşu, düşük himmet sahibi oluşundan elbette ki daha güzeldir. Kul, kendisi gibi kul olanlar arasında izzet sahibi olmalıdır. Fakat kulun efendisine arz-ı ihtiyaç etmesi, onun için şeref ve gurur vesilesidir.

__________________
1 Araplar’da yerlere kadar uzanan uzun elbise kibir alâmeti sayılmıştır.
2 Erkek kıyafetlerinde elbisenin belden aşağı olan kısmı.
3 Sünen-i Ebî Dâvud, Libas 27, ayrıca bkz.: Muvatta‘, Libas 12; Sünen-i İbn-i Mâce, Libas 7.
4 Aynı mânâ az önceki hadîs-i şerîfin devamında bizzat Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- tarafından ifade edilmiştir.