SELÂM CENÂB-I MUSTAFÂ’YA…
SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ)
Selâm, Cenâb-ı Mustafâ’ya es-salâtü ve’s-selâm,
Selâm, O Seyyidü’l-verâya es-salâtü ve’s-selâm…
Melâikeyle, Rabbimin selâm adıyla, aşk ile,
Selâm, ezelde merhabâya es-salâtü ve’s-selâm…
Ziyâretiyle Cibril’in, muhabbetiyle can dilin,
Selâm, selâmı canfezâya es-salâtü ve’s-selâm…
Gülün diliyle, bülbülün diliyle dâimâ selâm,
Selâm, O en güzel sadâya es-salâtü ve’s-selâm…
O’nunla pâyidar zemîn, O Rahmeten li’l-âlemîn,
Selâm, O el-Emin livâya es-salâtü ve’s-selâm…
Güneş O’nun nigâhıdır, hilâl O’nun parıltısı,
Selâm, O sırr-ı Vedduhâ’ya es-salâtü ve’s-selâm…
Karanlığında yerlerin, sabâhı başlatan şuâ
Selâm, O batmayan ziyâya es-salâtü ve’s-selâm…
Bu gözlerin sirâcıdır, gönüllerin ilâcıdır,
Selâm, O her zaman şifâya es-salâtü ve’s-selâm…
Beşer fakat, O bir güher; tabî ki kul, fakat Rasûl,
Selâm, imâm-ı enbiyâya es-salâtü ve’s-selâm…
Nasipti sohbetinde şan, yeşerdi cennetinde can,
Selâm, O tâc-ı evliyâya es-salâtü ve’s-selâm…
Kasırgalar savurduğunda kurtaran O’dur bizi,
Selâm, Beşîr olan sabâya es-salâtü ve’s-selâm…
Bu cân u ten fedâ, sahâbe coşkusuyla her nefes,
Selâm, Rasûl-i Müctebâ’ya es-salâtü ve’s-selâm…
Neler neler yazıldı yerde-gökte armağan O’na,
Selâm, kitâb olan senâya es-salâtü ve’s-selâm…
Halîl-i Hazret’in duâsı O’ydu, ilticâsı O,
Selâm, kabûl olan duâya es-salâtü ve’s-selâm…
O doğmadan rüyâda gördü, müjdelendi annesi,
Selâm, O doğru, hak rüyâya es-salâtü ve’s-selâm…
Özünde en güzel merâm, sözünde en güzel kelâm,
Selâm, O gönlü mâverâya es-salâtü ve’s-selâm…
Eren, O’nunla erdi hep, gören O’nunla gördü hep,
Selâm, O câna can safâya es-salâtü ve’s-selâm…
Hudâ katında yok O Gonca’dan ziyâde sevgili,
Selâm, bu denli irtifâya es-salâtü ve’s-selâm…
Çemen, çiçek, ağaç ne varsa dağ ve taş tanır O’nu,
Selâm, O gözde âşinâya es-salâtü ve’s-selâm…
Dedikte «kün» büyük talep, O sevgi mührüdür sebep
Selâm, O mühre, mûtenâya es-salâtü ve’s-selâm…
O varlığın başında sır, sonunda en güzel asır,
Selâm, netîce evvelâya es-salâtü ve’s-selâm…
Bu halka öz misâl O’dur, Hudâ’ya tam visâl O’dur,
Selâm, Hirâ’da inzivâya es-salâtü ve’s-selâm…
Zemîn edip de Arş’ı Hak, düşün ne denli sevdi bak,
Selâm, bu aşk-ı muhtevâya es-salâtü ve’s-selâm…
Düğümlü hâdisâtı, tam çözen, O’nun hakemliği,
Selâm, O misli yok dehâya es-salâtü ve’s-selâm…
O’dur cihanda aklı, gönlü hiç tezâda düşmeyen,
Selâm, O muhteşem zekâya es-salâtü ve’s-selâm…
Hayâtı pür kerem ve en güzel edeple muhterem,
Selâm, sudan temiz hayâya es-salâtü ve’s-selâm…
Huzûru O’nda sohbetin, sürûru O’nda cennetin,
Selâm, Habîb-i Rabbenâ’ya es-salâtü ve’s-selâm…
«Suçun da olsa tevbe et, gecikme, affa gel!» diyor,
Selâm, O gel diyen rızâya es-salâtü ve’s-selâm…
Hemen verir O, bir selâma on katıyla karşılık,
Selâm, O en cömert edâya es-salâtü ve’s-selâm…
Çetin, belâlı günde kurtuluş için nefes nefes,
Selâm, ümit veren nidâya es-salâtü ve’s-selâm…
Şefâat isteyen niyâz-ı merhametle, bir ömür,
Selâm, sevindiren likāya es-salâtü ve’s-selâm…
Selâm-ı Seyri, dil değil, gönül gönül vefâ ile,
Selâm, O en büyük vefâya es-salâtü ve’s-selâm…
Selâm O Seyyidü’l-verâya es-salâtü ve’s-selâm,
Selâm Cenâb-ı Mustafâ’ya es-salâtü ve’s-selâm…
Vezni: mefâilün / mefâilün /mefâilün / mefâilün