GELDİ YİNE ŞÂH-I ŞÜHÛR

İsmail Hakkı Bursevî

Elhamdülillâhi’l-Ğafûr,
Geldi yine şâh-ı şühûr!
Eş-şükrü lillâhi’ş-Şekûr,
Geldi yine şâh-ı şühûr!

“Gafûr ve Şekûr olan Allâh’a hamd
ve şükür olsun ki, ayların şâhı olan
Ramazan geldi.”

Bir tuhfe-i hazret-durur,
Sermâye-i izzet-durur,
Hoş mevsim-i rahmet-durur,
Geldi yine şâh-ı şühûr!

“Bu Cenâb-ı Hakk’ın bir hediyesi,
kula kıymetli bir sermaye ve hoş bir rahmet mevsimidir.
Ayların şâhı Ramazan geldi!”

Kadre erer kadrin bilen,
Sadra geçer izzet kılan,
Kur’ân içinde yazılan,
Geldi yine şâh-ı şühûr!

“Onun kadrini bilen kıymetlenir,
ona hürmet eden en başa geçer.
İşte Kur’ân’da da şerefi zikredilen ayların
şâhı Ramazan geldi.”

Kurbet dilersen sâim ol,
Vuslat dilersen kāim ol,
Kullukta yürü dâim ol,
Geldi yine şâh-ı şühûr!

“Hakk’a yaklaşmak istersen oruç
tutanlardan ol. Vuslat yani O’na kavuşmak
istersen geceleri kıyamla, namazla geçir.
Kullukta devamlı bir şekilde yürü.
İşte ayların şâhı Ramazan geldi.”

Bir kadr-i âlî mâhdır,
Mi‘râc-ı Hakk’a râhdır,
Yârın şefâatgâhtır,
Geldi yine şâh-ı şühûr!

“Yüksek kıymette bir aydır.
Hakk’a mîrac ile yükselmeye bir yoldur, vesiledir.
Yarın şefaate kavuşmamızın zaman ve zeminidir.
İşte ayların şâhı Ramazan geldi.”

Fikr-i sivâdan var kesil,
Zikr eyle Hakk’ı muttasıl,
Ersin şühûda cân u dil,
Geldi yine şâh-ı şühûr!

“Haydi, mâsivâdan, Cenâb-ı Hak’tan
başka her türlü şeyle meşgul olmaktan
uzaklaş. Aralıksız Hakk’ı zikreyle (ey Hakkı!).
Böylece gönül ve ruh müşahedeye ersin.
İşte ayların şâhı Ramazan geldi.”

Vezni: müstef’ilün / müstef’ilün