HASETÇİ

LEYLÎ (Şükran IŞIK)

Dağlardaki sırtlandan bin beterdir hasetçi!
Kin dolu nefret dolu kem gözlerinin içi!
Nerde bir sevinç görse ciğerinden vurulur,
Kahrolur için için, erir-biter fitneci!..

Sunduğu şerbet bile zakkum-zehirden acı,
Akrebin kıskacından daha keskin kıskacı,
Karanlığın parmağı çıkarsın kem gözünü;
Belki o zaman diner yüreğindeki sancı!..

Kıskanç olan dilinin ucunda zehir taşır,
Zehrini saçmak için insanlarla dalaşır,
Rabbim bizden uzak tut, perdele gözlerini;
Görmesin ışıkları bakışlarını şaşır!..

Dilini tatlı söze alıştır ki, bal aksın,
Sözlerin gönüllerde nurdan kandiller yaksın,
Sen bir defa söz geçir, şu bulanık gönlüne;
Sen de ancak o zaman huzuru bulacaksın.

Ârif bilir dünyada dostunun değerini,
Taşır bilmeyen ahmak, sırtında eğerini,
Varsa yürekte vefa dostuyla kucaklaşır;
Vefasız olanların gam yakar ciğerini!..

Aşikârdır Allâh’ın yanında bütün sırlar,
Bir zerresi kaybolmaz geçse nice asırlar,
Yedi kat gökyüzünü aşarsa tevbelerin;
Gözyaşıyla yıkanır katran olsa kusurlar!..

An Allâh’ın adını en güzel zikir budur,
Vesveseyi kalbinden sökecek fikir budur,
Cânını cânânına kurban et can olasın;
Bil ki, işte o zaman en güzel şükür budur!..

Sığın Allâh’a sığın yok başka sığınacak,
Doğdun doğalı Rabbin sana açmıştır kucak,
Bu kapının rahmeti uçsuz-bucaksız, derin;
Bu kapının rahmeti Leylî’yi kurtaracak!..