TAN YERİNDEN BİR SES GELİYOR

Memmed ASLAN

“Kitaplardan önce kendimizi okuyalım.” (Hazret-i Mevlânâ)
Türkiye’den Peygamberimiz’in göz nûru Fâtıma-i Zehra validemizin Kur’ân ahlâkı ile yetiştirilmiş Şeyda isimli bir hanım kızımızdan abisine îman dolu telefon mesajları gelmekte. Ben de çok büyük heyecanla o güllük-gülistanlık kalp çırpıntılarına kulak tutmaktayım. Bu hanımefendi benim çok titizlikle okuduğum bir canlı kitaptır sanki. Bu şiirimde kızımızın çok zengin dünyasına bir güzgü (ayna) tutmak geçti yüreğimden…

Sırrın, esrarın var: Bir gece gibi;
Götürür Mansur-u Hallāc’a gibi.
Mesajların birer bilmece gibi:
Şair mi, edip mi, kimsin sahi sen?

Bir Ravza içinden gelmede sesin;
Belâgat senindi, senindi kesin!
Çağlasın, çağlasın, hiç tükenmesin:
Böylece zikr eyle bir Allâh’ı sen!

İlâhî bir takvâ gül açmış sende!
Ötersin, doymazsın güllü çimende.
Hakka gönül veren ne salih bende!
Ne yakın bulmuşsun sırrullâhı sen!

Yine mesaj gönder, koyma intizar,
Sen Şeyda bülbülsün, bülbül mü susar?!.
Bu şirin dil, bu şerbet ki sende var;
Birce anda «var» yaparsın «yoku» sen!

Seçtiğin mesajlar neyin nesiydi?!.
Gönüller mülkünün manzûmesiydi!
Her birisi tan yerinin sesiydi,
Oku, Şeyda bülbül, yine oku sen!