ŞEHİDİM

Ahmet ARSLAN

Vatanımın dağında, ovasında solmuşsun,
Yürekleri yakarak nereye gidiyorsun?
Kahpece vurularak düşüp şehid olmuşsun,
Al kanınla akarak nereye gidiyorsun?

Senin can suyun vardır, yurdumuzun harcında,
Canınla ödediğin vatanımın borcunda,
Üstüne doğan hilâl Türkiye’min burcunda,
Al bayrağı çekerek nereye gidiyorsun?

Tarih boyunca kanın sevgi uğruna aktı,
Ateşinin alevi nice gönüller yaktı,
Son nefesin boğazdan bu aşk uğruna çıktı,
Boyunları bükerek nereye gidiyorsun?

Nefretlerin üstüne o hoşgörünle gittin,
Kinlenenlere karşı sevgi ordunla yettin,
Dünyaları bir daha kendine hayran ettin,
Goncaları dikerek nereye gidiyorsun?

Ağlar oldu milletin gençliğine, yaşına,
Hüzünden nağmeleri işlediğim taşına,
Ay yıldızlı semayı dikerken ben başına,
Şimşek gibi çakarak nereye gidiyorsun?

Sensiz geçen günümde acep şafak söker mi?
Gün yüzünü yurduma senin gibi döker mi?
Senin gibi hiç kimse toprağa can eker mi?
Bedeninden çıkarak nereye gidiyorsun?

Bırakıp da gidersin şöhretini-şanını,
Şehadeti içerek verdiğin o canını,
Değerlerin uğruna akıttığın kanını,
Yeryüzüne ekerek nereye gidiyorsun?

Şimdi gittiğin yerden ecdadınla bakarsın,
O tertemiz rûhunla gönlümüze akarsın,
Ateşini düşürür içimizi yakarsın,
Acıları dökerek nereye gidiyorsun?

Üstüne gök kubbeyi duadan çatı yaptım,
Eğilip toprağına o pak alnından öptüm,
Arslan Ahmet; ben de bu yalan dünyadan koptum,
Meleklere bakarak nereye gidiyorsun?