KİTAP TANITIMI

Gülşehrî’nin Mantıku’t-Tayr’ı

GÜLŞEN-NÂME

Âşık Paşa’nın büyük eseri Garib-nâme’yi edebiyat dünyamıza güzide bir neşirle kazandıran velûd ilim adamı Prof. Dr. Kemal YAVUZ, edebiyat tarihimiz adına bir mühim eseri daha günümüze aktardı.

Bu eser, eski Anadolu Türkçesinin ilk örneklerinden biri olan, pek çok alanda ilklerin eseri, Gülşehrî’nin Mantıku’t-Tayr’ı (Gülşen-nâme).

Kıymetli edebiyat tarihçimizin verdiği bilgilere göre Gülşehrî, Türk edebiyatının ilk hikâye ve fabl yazarı, mahlâs kullanan ve bunun endişesini taşıyan ilk şairidir. Ayrıca Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin Mesnevî-i Mânevî’sinden aldığı ve tercüme ettiği hikâyeleri göz önünde bulundurulduğunda Gülşehrî aynı zamanda, Türk edebiyatında Mesnevî’den tercümeler yapan, Mesnevî hikâyelerini ilk tercüme ve şerh eden şair.

Bunlardan daha önemlisi Gülşehrî’de en önde gelen husus Türkçeye verdiği önem. İlk eserini Farsça yazmış ve ilk kalem denemelerini bu dille yapmış olan şairde Türkçe şuuru gitgide önem kazanır ve bu sebeple Mantıku’t-Tayr adlı eserini Türkçe yazar. Dolayısıyla Anadolu’da Türkçecilik cereyanını başlatan ve Türkçeye, hiç bırakmamak kaydıyla, sahip çıkan ilk şair de Gülşehrî’dir.

Edebiyatımızda bu çok mühim ilklerin sahibi olan Gülşehrî, Mantıku’t-Tayr adlı eserini Fars edebiyatının büyük şairi Feridüddîn-i Attar’ın aynı adı taşıyan eserinden alıp tercüme eder. Fakat yaptığı değişiklikler, ekleme ve çıkarmalarla eser telif hüviyeti de kazanır.

Bu eser de Garib-nâme gibi Kırşehir’de yazılmıştır. Selçuklu devri sonu ile Osmanlı devri başlarında, 1317 yılında yazılan eser, dil bakımından Eski Anadolu Türkçesinin ilk örneklerini temsil eder.

Eserinin tanıtımında son sözü Gülşehrî’ye bırakalım:

Mustafâ’nun himmetinde bu kitab,

Açdı her ma’nî yüzinden yüz hicab!..

“Bu kitap, Muhammed Mustafâ -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in yardımıyla her mânânın yüzünden yüz perdeyi kaldırdı.”

Kırşehir’in yetiştirdiği bu değere sahip çıkan Kırşehir Valiliği, 1957 yılında Türk Dil Kurumu tarafından yapılan tıpkıbasımı dışında bir neşri yapılmayan eseri iki cilt hâlinde neşretti.

Prof. Dr. Kemal YAVUZ Hocamızı ve eserin neşrinde emeği geçen herkesi tebrik ederiz.

Hazret-i Peygamber’in

MEDENİYET PROJESİ

«Yaşayan Kur’ân Hazret-i Peygamber» adlı çok sayıda baskısı yapılan eserinden sonra Marmara İlâhiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali AKYÜZ bir eseriyle daha karşımızda:

Hazret-i Peygamber’in Medeniyet Projesi -Saygı Medeniyeti-

Eserde 40 başlık altında âyet-i kerîme, hadîs-i şerif mealleri ve müellifin değerli yorumlarıyla Fahr-i Kâinat Efendimiz’in tesis ettiği Saygı Medeniyeti tarif ediliyor. Kırk başlığıyla erbaîn geleneğini de selâmlayan eserin sebeb-i telifini yazarından dinleyelim:

“Aşınan ve toza-toprağa karışan daha nice yüce değerlerin, bizi biz yapan, bizi millet yapan, üstelik tarihin hâfızasına silinmez harflerle kazınan mefahir / övünç tabloları hediye eden bir millet hâline getiren yüce değerlerin daha nicesi aşınmaya devam ediyor. Bunların ardından ağıt yakmaya devam etmek yerine onları tanıyıp anlamalıyız; aşınmalarına engel olmalıyız; onları güncellemeliyiz. Her dem taze, taptaze olan bu değerlerle güncellenmeliyiz.”

Saygı Medeniyeti, «elinden ve dilinden kimsenin zarar görmediği» bir insan yetiştirmek hedefindeki -aleyhissalâtü vesselâm- Efendimiz’in güzide sözlerini, hadis alanında ihtisas yapmış değerli bir ilâhiyatçımızın kaleminden, farklı bir tasarımla okumak isteyenler için yayında.

Ali AKYÜZ, Hazret-i Peygamber’in Medeniyet Projesi -Saygı Medeniyeti-, 237 sh. İstanbul 2008.

Çamlıca Yayınları: Tel: (0216) 651 15 06