Vefa

Bünyamin ÇİL buncilson@hotmail.com

Dost vefalı olduktan sonra düşman ne yapabilir ki… Çin Atasözü

Fert olarak nasıl kendimize yapılan iyilikleri unutmamak, şartlar tersine döndüğünde, geçmişte bize yardım edenlere aynı fedakârlıklarla mukabelede bulunmak bir insan hasleti olan vefanın gereği ise; birbirleriyle güçlü tarihî bağlar bulunan, millet ve cemiyetler için de durum aynıdır.

Tarihimize baktığımızda, birçok kardeş ülkenin zor zamanlarımızda elinde avucunda ne varsa bizler için feda ettiğini görürüz. Millî mücadelede Hindistan civarındaki Müslüman kardeşlerimizin yokluk içinden gönderdikleri altınları, yine Kıbrıs Harekâtı’nda İslâm dünyasından gelen maddî-mânevî desteği ve yakın bir misal olarak Gölcük depreminde birçok kardeş ülkenin yardım ekipleri, sahra hastaneleri vesâir yardımlarla yaralı bölgemize şifa olduklarını unutamayız. Bu örnekleri daha da artırabiliriz.

Bu günlerde bizlerden vefa bekleyen milyonların olduğunu akıldan hiç çıkarmamamız gerekmektedir. Dünyanın birçok bölgesinde açlar ve muhtaçlar kendilerine uzatılacak vefalı bir eli beklemektedir. Afrika’dan Uzakdoğu’ya birçok ülke, uzun yıllar kendilerine mânevî babalık yapmış bu milletin evlâtlarından bir şefkat eli beklemektedir.

Bu Ramazan ayında Afrika’da, Açe’de ve Brezilya’da IBS’nin erzak paketlerini binlerce aileye ulaştıran arkadaşlarımız bu ihtiyacın ne kadar çok olduğunu bizlere bir kez daha aktardılar. Gördükleri manzaraların tesiri altında mes’ûliyetimizin ne kadar büyük olduğunu hissettirdiler. Bu insanların kardeşlerinden gördükleri bu vefa örneğini asla unutamayacaklarına inandıklarını belirttiler.

Bizler de emanet edilen hayırları güvenli bir şekilde yerlerine ulaştırmanın huzurunu; hayra aracılık etmenin, yanık gönüllerden yükselecek dualara hayırseverlerimizi dâhil etmenin sürûr ve gururunu yaşıyoruz.

Ramazan programımızın ardından, bizler artık enerjimizi yaklaşan kurbana yönlendirdik. Geçen sene yaşadıklarımızdan da biliyoruz ki Afrika’da, Açe’de, Kafkaslar’da, Balkanlar’da ve daha nice diyarlarda dört gözle yollarımızı bekleyenler var. Bu yıl daha fazla mahruma ulaşmanın azmi içindeyiz. Herkesten bu konuda heyecanımızı paylaşmalarını bekliyoruz. Kimi destek olarak, kimi anlatarak, delâlet ederek…

Unutmayalım ki onlar bizim; biz onların yerinde olabilirdik. Onlarla kardeş olup acılarını paylaşarak azaltmak mecburiyetindeyiz. Onlara merhamet kanadımızı gerersek, bu dünyada biz de bir gün vefa görürüz. Ama daha önemlisi dünyevî bir karşılık beklemeden, hiçbir hayrı karşılıksız bırakmayan kudrete teslim olmuş bir hasbîlik duygusuyla hareket etmek…

Gerçek vefa o hasbîlikte,

Gerçek vefa hazır bulduğumuz şu nimetlerin şükründe…