Yolcu
FECRÎ (İbrahim BAZ)
“Kün” emri ile biz olmuşuz birden
Amennâ demişiz gönülden dilden
Kurulmuş ilk mahşer bezm-i elestte
Secdeye kapanmış ruhlar tevhitte
İblis gururlanıp ederken isyan
İnsana denilmiş hüsranın nisyan
Kendini bilmeyen hep diyecek ben
Benlik dâvâsının sahibidir ten
Ey yolcu! Vartası çoktur yolunun
Muînidir Mevlâ sâdık kulunun
…
Dünyaya gelmişiz nefes nefese
Rûhumuz hapsolmuş toprak kafese
Aslını arar hep ruh ile beden
Bulmaktır aslını “ol”maktan neden
Yaşarken ölürüz her bir nefeste
Gün sayar aslına ruhlar kafeste
Kendinden yakındır her kula Hüdâ
Varlığa ezâdır Hüdâ’dan cüdâ
Yol arar katreler her dem ummâna
En büyük saadet kulluk Rahmân’a
Serâpâ kâinât bir kitâb-ı Hak
İlk harfi insandır hep özüne bak
Bin hikmet gizlidir her bir harfinde
Hakikat sunulmuş sırr-ı tevhitte
Bilmeyen hikmet-i Yâr’ın âh eder
Rûz-i mahşerde yarın eyvâh eder
Varılmaz sanılan her şey ne yakın
Başa döneceksin unutma sakın
Nice hayat sürsen sanki bir gündür
Zindanda saadet nasıl mümkündür
Ey yolcu! Ukbâda istersen rahat
Ölmeden ölmekte gizlidir hayat
…
Dört nefer, dört tahta bir karanlık ev
Kapıyı çalacak bir kocaman dev
İşte mahşer, ikinci kez kurulur
Kula kulluğundan hesap sorulur
Serilir sermaye gözler önüne
Fecrî, kalb-i selîm götür o güne.