Hazret-i Ali’nin Bir Sözü

Ali HÜSREVOĞLU

Hazret-i Ali’nin Bir Sözü

Okunuşu: (en üstte ma’kılî hatla): Yâ dünyâ (celî sülüsle): Ğurrî ğayrî, ğurrî ğayrî

Anlamı: “Ey dünya, git benden başkasını aldat; benden başkasını aldat!..”

Yazı türü: Sülüs

Sunuş: Eskitme üzerine

Kâğıt deseni: Ali HÜSREVOĞLU

Açıklama: Turuk-ı aliyyeden on birinin zât-ı âlîleri yoluyla Fahr-i Kâinat Efendimiz’e bağlandığı bilinen Hazret-i Ali, çocukluğundan itibaren birçok kaygan yerden geçmiş, ama hiçbirinde putlara ve dünyaya aldanmamıştır. Peygamberimizle Hazret-i Hatice’nin beraber namaz kıldıklarını ilk defa görüp de merak edince ne olduğunu sormuş, Peygamberimiz de: “Bunun Allah’ın gönderdiği din…” olduğunu söylemiş ve onu İslâm’a çağırmıştı. Ali’nin, bu konuda babası Ebû Tâlib’e danışmak istediğini bildirmesi üzerine Efendimiz: “Eğer Müslüman olmazsan bunu şimdilik gizli tut!” demişti. Ali biraz dolaşıp geldikten ve düşündükten sonra: “Allah beni yaratırken babama danışmadı, benim de şimdi danışmam gerekmez!” deyip Müslüman olmuş ve çocuklardan ilk Müslüman olma şerefini kazanmıştı.

Kâbe-i Muazzama’nın içinde doğdu, Kûfe Mescidi’nde sabah namazını kıldırırken şehîd edildi. Hiç puta tapmaması sebebiyle Allah onun yüzünü mükerrem kıldı. Bir savaşta öldürülmeyi hak eden kâfir onun mübârek yüzüne tükürünce serbest bıraktı: Hak uğruna öfke ile nefsinden gelen öfkeyi birbirinden ayırmakta zorlanmadı. Bu, biraz önceki kâfirin îmanına ve kurtuluşuna vesile oldu. Hazret-i Mevlânâ bu muhteşem olayı Mesnevî’sinde kendine has belâgatıyla anlattı.

Biriktirdiği hiç parası olmadı. Yaratıcı’dan geleni yaratılanlara sarf etti. Dünya onu aldatmak için defalarca karşısına dikildi, hiçbirinde aldanmadı ve bu muazzam sözünü söyledi: “Ey dünya, git benden başkasını aldat; benden başkasını aldat!..” Kâbe’nin içinde başlayan hayatı Son Peygamber’e îmanla ve kendini O’nun yoluna vakfederek devam etti, bütün savaşlara katıldıktan sonra Kûfe Mescidi’nde namaz içinde şehâdetle noktalandı.