KADİR GECESİ

Hadi Önal

Yükselirken kollarım semalarda duaya,
Gözlerim yaşla dolu kalbimdeki rüyaya.
Dalıp gitmişti engin aralanmıştı zaman,
Ufuklar seferberdi İslâmlığı dolduran.
Her bir ağızda tek bir Allah’ı anıyordu,
Yer göğe karışmıştı, gök yerde yanıyordu.
İnerken yavaş yavaş karanlık gökyüzünden,
İlâhî saadetti yükselen minareden.
Ellerde bir titreklik gözlerde birlik vardı,
Yıldızlar karanlığı, nurlar her yanı sardı.
Büyüdü seccadeler, kanatlandı gökyüzü,
Onlar Yaratan için olmuştu dizi dizi.
Ne ulvî bir geceydi ki o gece ya Rabbî,
Kalbinin sahibini arayan yolcu gibi,
Tutuşmuş yanıyordu birlik için ervâhın,
Böcek, kuş, kurtla kuzu; tüm ağaçlar bi-hakkın,
Zikrediyordu seni “Allahü Ekber” diye,
Kadir yalnız insana değildi ki hediye…
Yaratılan her zerre diyordu hep “Allah bir”
O gece tüm mahlûkat getiriyordu tekbir.
O gece indi Kur’an o Yüce Peygambere,
O gece çıktı İslâm Allah için sefere.
O gece hayallere sığmaz o denli büyük,
O gece dedi Allah “İkra‘ bism-i Rabbik!”
O gece pür nur ile aydınlandı kâinat,
O gece gönüllerde parıldadı hakikat.
O gece fanilere hem ebed hem ezeldir,
O gece nice yıllık ömürlere bedeldir.
O gece bin geceden daha da hayırlıdır,
O gece müminlere ne sevaplar yazılır…
Daha binler kerâmet, binler mucize gizli,
O gece bereketli, faziletli, feyizli.
Tevekkül kıl Rabbine, o gece Allâh’a koş,
Zikret Yaratan’ını, inan ki gayrısı boş!
Dünya uzun bir yolun kısacık bir anıdır,
İman ile ibadet onun güzel yanıdır.
El aç yalvar Allah’a, kabul olur her niyet,
Sana kalacak odur, odur en büyük servet.
Tövbe, tilâvet, zikir, günâhları eritir,
En büyük kurtuluştur, bize Leyle-i Kadir.