Kur’ân-ı Kerîm İnişi ve Okunuşu

Mehmet Ali SARI

Besmele ilk sözdür tam vasfetmeye,
Önce istiğfar ve minnet etmeye.

Lütf-i Hak olmazsa hiçbir harf çıkmaz,
Olunca da, okumaktan dil bıkmaz.

Kur’ân hakkında kelime ağır iş
Rabb’im dilerse kolaylaşır gidiş.

Diller onun için derhâl çözülür
Gönül o vadiye uçar, süzülür.

Allah’ım! Kuluna güç ver yazılsın,
Söylenenler gönüllere kazılsın.

Muhammed girmişti tam kırk yaşına
Bir vahiy hümâsı kondu başına.

Zaten etraf bu habere hazırdı
Düşünenler gökyüzüne nâzırdı.

Gelecekti kâinata risâlet
Emîn Muhammed’di yegâne namzet.

Aklı, irfanıyla O’ydu görünen
En güzel ahlâka O’ydu bürünen.

Giderken tefekkür için Hira’ya
Bakıyorken derin derin sahraya.

Bir ilâhî sesle Hira sarsıldı
Cebrail göründü, Hak selâm kıldı.

«İkra’» diyordu Cebrâil sesiyle
Peki amma nasıl okur, nesiyle.

O bir insan, O bir ümmî, anadan
Biliyordu O’nu farklı Yaradan.

«İllâ en kerîmin adıyla oku»
Cehâlete, karanlığa nur doku.

Ve döndü evine Âleme Rahmet,
Eşinin yanında buldu selâmet.

Anlattı, «Beni ört» dedi eşine,
Düşecekti kutsal yükün peşine.

«Kalk» emriyle başladı son risâlet
Yıkılmalı o kapkara cehâlet.

Böylece başladı Kur’ân inmeye,
Ve başladı tüm acılar dinmeye.

Vahiy gelir Rasûl onu okurdu.
Bilgileri ilmek ilmek dokurdu.

Ashâbına bildirirdi geleni,
Yazardı onların yazı bileni.

Rasûl hiçbir kitap okumamıştı.
Eliyle hiç yazı dokumamıştı.

Bu hikmetle sûfehânın dilinden,
Hem kurtuldu «mubtılûn»un elinden.

Yazıldı vahiyler tam ezberine,
Tam yazdırdı vahiy kâtiplerine.

İki yolla Kur’ân tespit edildi,
Kırk kadar kâtiple iş bitirildi.

Yirmi üç yıl indi durmadan âyet,
«el-Yevme ekmeltü» geldi nihayet.

Tamamlandı Kur’ân Rasûl elinde
Durmadan okundu ashâb dilinde.

Model insan ve O mücahit kişi
Eksik bırakmadı, bitirdi işi.

Yazıldı «Sen de ölümlüsün» hattı

Bir hüzünlü günde o güneş battı.

Hiçbir gül açmadı gidince O Gül,
Hüzünle, günlerce ötmedi bülbül.

Dedi: «Rabb’im şâhid ol bu kuluna,
Hiç değer vermedim dünya puluna.

Yaşayıp ahlâkı eyledim tanım,
Dost-düşman herkese dîni anlattım.»

İki ölmez mîras sundu Peygamber,
Biri sünnet biri Kur’ân şâheser.

Bizlere «Kur’ân’ı Rahman öğretti.»
Okumakta «tertil»i de emretti.

Ali’ye sordular ki: tertîl nedir?
Harf harf telâffuzu güzel etmedir.

Uygun yerde durularak geçilir.
Bu iki esas en başta seçilir.

Kur’ân’ı has okumanın temeli,
Bu iki esastır bu bilinmeli.

Bunu öğrenmenin yolu, aşk nûru,
«Fem-i muhsin» bir üstadın huzuru.

O huzurda öğrenilir tüm harfler
Her birinde vardır ayrı karakter.

Ârız sıfat, lâzım olana yârdır
Harfler ki ancak bu sıfatla vardır.

Aksi hâlde birbirine karışır
Bu da «lahn-ı celî» denen hatadır.

Kur’ân okunmasın böyle hatalı,
Allah kelâmı o, tam okunmalı.

Okuyana düşen görev vâcibat
«Sefere»yle olmak, buna mükâfat.

Her yerde aynıdır bil ki bir lâfız
Böyle söylemiştir Cezerî Hâfız.

Birbiriyle eşit çekilir medler
Bu hâle melekler şahadet eyler.

Gunnenin tutumu tam iki harftir,
Fazla tutmak onu pek büyük gaftır.

Bu kısmın îfâsı yapılabilir
Fem-i muhsinlerden kapılabilir.

Vakıfları bilmek bilmem çok mu zor,
Bu düğüm nedense hiç çözülmüyor.

Bilmeye gelince onu, dururuz
Cümleyi olmadık yerde vururuz.

Harfler üzerinde kimimiz durur,
Sadece yaptığı nağmeyi korur.

Kimi kârî muzâf üstünde durur
Anlamı tam iki gözünden vurur.

Sılayı mevsûlden ayıran dil mi?
Sıfatı mevsuftan koparan el mi?

Mâ-i mevsûl ve nâfiye bilinmez,
Îkâza da gelmez, böylesini sez.

Hulâsa, tam yapılmıyor vakıflar
İşin özü budur, bilir vâkıflar.

Bunun tedbîri ilk muallimdedir
Ayrıca bu kısmı tecvid bildirir.

Nedense üstünde fazla durulmaz,
Bunu bilmek için kimse yorulmaz.

Hâlbuki o kırâatın yarısı
Onu bilir tilâvetin arısı.

Mecburen tilâvet dil ve sesledir.
İyi amma kim biliyor ses nedir?

Ses, okuyanların hak sermayesi,
Kâinatın söyledi bir tanesi:

«Zeyyinü’l-Kur’âne bi-asvâtiküm»
Böyle idi sesle ilgili hüküm

O kemâl insana özel verildi
Onun ile nice güller derildi.

Ne güzeldir Kur’ân ile tam dolan,
Farklı olur ses ilmine yol bulan.

Bir tâlîye gereklidir o bilim
Az da olsa bulunmalı o ilim.

Kur’ân Hakk’ın dili ki bilinmeli
Sîneden cehâlet de silinmeli.

Onun mânâsını tam anlamalı,
Tâ gönle o yüce söz damlamalı.

Kur’ân böyle okunursa büyük haz,
Bu evsafla okuyan çok bulunmaz.

Hüdâ kerem etsin öyle olalım
Çalışarak rızâsını bulalım.

Râdiyye hem merdiyyeye erelim
Ebediyyen cennetine girelim.