RUBÂÎ

Ârif Nihad ASYA   Yer yoktur kayda, şarta, istisnâya… Gönlüyle gelen, Hazret-i Mevlânâ’ya, Geçtiğini duyar yavaş yavaş varlığının, Bir tatlı akışıyla maddeden mânâya.

Continue reading »

Bir İnsanlık Vecîbesi; KENDİNİ BİLMEK

B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Sonsuzluk; hikmetine binâen, anlayışı bir ölçü çerçevesinde tanzim buyurulmuş insanoğlunun idrâkinin ötesinde bir mefhumdur. İhtişamı havsalaya sığmayan kâinatta, hayat olduğu bilinen tek gezegen dünyamız. Burada da sonsuz güzellik ve zenginlikte bir hayat olması hasebiyle; yine idrâk ötesi bir yaratılış, bir tanzim bahis mevzuu. Bu münasebetledir ki; âciz akıllarıyla kâinâtın sırlarına vâkıf olmak isteyen bir kısım allâme […]

Continue reading »

Şânlı Mazimizden Seçme Nükteler – HAZIR MISIN?

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Zâhid, sûfî ve muhaddis İbrahim bin Edhem bin Mansur -kuddîse sirruhû-, Belh şehrinde doğdu. Nesebi Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-’a dayanır. Önceleri hükümdar olan İbrahim bin Edhem Hazretleri, daha sonra zühd ve takvâ hayatına yöneldi. İlim tahsil edip İmâm-ı Âzam Hazretleri’nin sohbetinde bulundu. Şu hikmetli sözler kendisinden rivâyet edilmiştir: “Lokmayı helâlden temin edebilmek için uğraşmak; […]

Continue reading »

KİMSEYE ANLATMAYINIZ!

YAZAR : Handenur YÜKSEL Hint ulemâsından Nur Kutb-i Âlem Şeyh Nureddin Hazretleri; meşâyihten olan babası Alâü’l-Hakk’ın huzûrunda kemâle erdikten sonra, hilâfetini ondan aldı. Dergâhta bulunduğu sürede; hem şeyh babasının, hem de talebelerinin ihtiyaçlarını karşılar, çamaşırlarını dahî yıkardı. Sekiz yıl müddetle tekkeye odun taşıdı. Keşif ve kerâmet sahibi kâmil bir velî idi. 1410’da (h. 813) vefat etti. Kabri, Hindistan’ın Penduh şehrindedir. […]

Continue reading »