GÜLNUŞ VALİDE SULTAN TÜRBESİ

Can ALPGÜVENÇ alpguvenc@gmail.com Üsküdar İskelesi’nden Hâki-miyet-i Milliye Caddesi’ne doğru biraz yürüdüğünüzde, sizi ikişer şerefeli çifte minareleri ve zarif kubbesiyle, halkın «Yeni Valide» veya sadece «Yeni Cami» diye isimlendirdiği «Gülnûş Emetullah Vâlide Sultan Camii» karşılar. Düz bir sahada ve sel yataklarının ortasında yaptırıldığı için su basmaz merdivenlerle çıkılan bu cami, klâsik dönem mimarîmizin son eserlerinden birisidir. Caminin, «Sebil ya da Hün-kâr […]

Continue reading »

Emevîler Dönemi-V (661-750) BEŞİNCİ HALIFE ÖMER BİN ABDÜLAZİZ DÖNEMİ (717-720)

Ahmet MERAL Velid’in ölümünden sonra hilâfete oğlu Süleyman bin Melik (715-717) getirildi. Eğlenceye ve zevk u safaya yatkınlığı ile bilinen bu emir döneminde İstanbul birkaç kez Müslüman kuvvetlerce kuşatıldı. Başarısızlıkla sonuçlanan bu kuşatmalar Arapların İstanbul’u fethetme konusundaki son teşebbüsleri oldu. Kendi yetersizliğinin farkında olan Süleyman, Şam’da oturan bir âlimin tesiri ile halîfeliği dindar ve dosdoğru bir kişi olan amcasının oğlu […]

Continue reading »

Bir İstanbul Beyefendisi Portresi: NUR YÜZLÜ…

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Hilâli var, günü var, âsumânı nur yüzlü, O solmayan çiçeğin gülsitânı nur yüzlü… Şu köhne yerde bütün kışların bahar şafağı, Güneşli bahçesi, cennet mekânı, nur yüzlü!.. Delerse bağrı, zehir gözlü okların çilesi, Devâ olur o gülün her zamânı nur yüzlü!.. Zamân olur ki görünmez vücûdu nûrundan, Parıldıyor içi alnında, cânı nur yüzlü… Bağın Halîl’i, çağın en […]

Continue reading »

İSTANBUL

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) Eşkâli kul değil Allah yapısı, Sîmâsı nur yüzlü bir genç-ihtiyar. Alâimisemâ mı ki kapısı? Bu şehre girenler olur bahtiyar!.. Elense çeken bir çift pehlivânın, Kıt’aların bakıştığı tek şehir… Lâlenin, goncanın ve erguvânın, Bu derece yakıştığı tek şehir!.. İstanbul; mühtedî kızı, Bizans’ın; Kaptırmış gönlünü bir Türk erine!.. Ayasofya’yı el kilise sansın; Çeyiz sandığıdır, düğün yerine!.. Fethi, Peygamber-i […]

Continue reading »

RAHMET OLSUN ECDADIMA

Zahit GENÇ Rahmetle an yiğit olan ceddini, Vatan için can verip de göçtüler, Bildirdiler düşmanlara haddini, Tarihime şan verip de geçtiler. . Dinlenmeden ömür boyu koşarak, Karlı dağlar mor tepeler aşarak, Din uğruna aşka gelip coşarak, Serden geçip şehidliği seçtiler. Allah için cihad eden neferle, Küffar «il»e düzenlenen seferle, Kazanılan nice kutlu zaferle, Hak yolunu üç kıtaya açtılar. Ülke ülke […]

Continue reading »

GÜLİSTAN İSTANBUL

Yusuf DURSUN İçimde fırtına, dışımda bora; İstanbul diyerek düştüm yollara. Yollarım bir ayaz, zehir zemberek Yolları çözmeye bir şiir gerek. «Gülistan»dan bahsedince ayaza, Bir anda kara kış, çevrildi yaza. Bahar bahar oldu yollar önümde, Bir kıpırtı çiçek açtı canımda. İstanbul yoluna şiir ekerim, Şiirime yıldızları dökerim. İçimde fırtına, dışımda bora; Yollarıma kilit vurma Ankara. Bu yolun sonu yok içimden başka, […]

Continue reading »

BELKİ

SEFERÎ (M. Nejat SEFERCİOĞLU) Her şey yeniden başlayacak belki de bir gün, Bir başka şehir, başka muhit, başka zamanda… Tekrar dönecek yurduna gurbetteki sürgün, Sisler dağılıp camlara gün vurduğu anda. Hep böyle uzun yollara dalmaz ya bakışlar, Bir gün dinecektir o güzel gözdeki yaşlar, Dağlar aşarak bir gece hasretzede kuşlar, Mesken tutacak belki de bir göl kenarında. Bir bir dönecektir […]

Continue reading »

SILAMIN DAĞLARINDA

Servet YÜKSEL Mevsim bahar diyorlar Rabbim’den ferman gelmiş, Demek her şey uyandı sılamın dağlarında… Derviş edâlı çicek beyaz örtüyü delmiş, Gün bin renge boyandı sılamın dağlarında… İnsan nasıl dayansın bu bitmez tantanaya? Gün doğarken ansızın varsak Hatçe anaya, Bizde kaşık çalardık sıcacık tarhanaya, Şimdi ocaklar yandı sılamın dağlarında… Bir garip olmuş beni-seni gurbete salan, Nerde kaldın gelmez mi sözüne sadık […]

Continue reading »

ÜSKÜDAR AKŞAMLARI

Sadettin KAPLAN Bu akşam yine sensiz Boğaz’ın aynasında Sönüp giden bir günün o solgun çehresi var Güneşin tunç tasında Islanan altın sular Bir ânın ortasında Ayrılacak birazdan mor ile lâciverde İlk yıldız çırpınırken akşamın oltasında Uyanacak yıldızlar uykusuz tepelerde Dalacak hülyalara Boğaz, gittikçe derin Suların çehresinde yine safran bir hüzün Tedirgin gölgelerin Tuvalindeyse yüzün Budur resmi kaderin Gün nabzımda zonkluyor […]

Continue reading »

BUNCA YILDIR…

Rıfat ARAZ Kırıldıkça gönül putu; Ezip durdum bunca yıldır!.. Ömrü sardı ar bulutu; Çözüp durdum bunca yıldır!.. Nefsim düştü eleğime; Çilem yüklü emeğime!.. Bir sevdayı yüreğime; Yazıp durdum bunca yıldır!.. Kimi sattı kimi aldı; Bu dert beni derde saldı!.. Yalan dünya kime kaldı? Gezip durdum bunca yıldır!.. Varda buldum kudretini; Aldım yokun ibretini!.. Bir âlemin hikmetini; Sezip durdum bunca yıldır!.. […]

Continue reading »
1 883 884 885 886 887 1.002