YOL AL, DAYAN, SENDE O VAR!..
Rıfat ARAZ rifat_araz@yahoo.com
Dal, bu tevhid deryâsına;
Yol al, dayan, sende O var!..
Boyan, Hakk’ın boyasına;1
Yol al, dayan, sende O var!..
Âleme bak, sende maya;
Sendedir aşk, keşif, rüya!..
Akıl kaynak, gönül deryâ;
Yol al, dayan, sende O var!..
Gönül; nefse, sar ihrâmı;
Ölmeden öl, gör ahkâmı!..2
Seyrinde bul kırk makamı;
Yol al, dayan, sende O var!..
Duy: «Ne diyor?» ilham, akıl;
Der «bir ömrü», eyle hâsıl!..
Maksat sensin, sensin asıl;
Yol al, dayan, sende O var!..
Geç, sendedir menzil, durak;
Sende çağlar, bu nur kaynak!..
Bir âleme, sensin mihrak;
Yol al, dayan, sende O var!..
Sırat ince, yükün ağır;
Gel, gönül yap, eyle hatır!..
Ne engel var, ne bir sınır;
Yol al, dayan, sende O var!..3
1 “Allâh’ın boyasıyla boyandık. Boyaca O’ndan daha güzel olan kim vardır? Biz yalnız O’na kulluk ederiz (deyin).” (el-Bakara, 138)
2 “Şunu bilin ki Allah, ölümünden sonra yeryüzünü nasıl tekrar diriltiyorsa, aynı şekilde yer gibi katılaşmış kalplerinizi de zikir ve Kur’ân tilâvetiyle yeniden diriltir. Şüphesiz Biz, aklınızı kullanmanız için kudretimizi gösteren delilleri böylece açıklamış bulunuyoruz.” (el-Hadîd, 17);
“Veya şu kimsenin hâline bakmaz mısın ki o, altı üstüne gelip harap olmuş ıpıssız bir şehirden geçerken;
«–Allah, harabeye dönmüş bu yeri acaba nasıl diriltecek?» demişti.
Bunun üzerine Allah onu öldürüp yüz yıl sonra diriltti.
Sonra da kendisine;
«–Burada ne kadar kaldın?» diye sordu.
O da;
«–Ya bir gün yahut daha az.» dedi.
Allah şöyle buyurdu:
«–Hayır, yüz sene kaldın. Şimdi yiyeceğine ve içeceğine bak, hiç bozulmamış! Bir de eşeğine bak, kemikleri nasıl çürümüş! Biz seni insanlara yeniden dirilmenin gerçekliğine dair bir delil kılalım diye böyle öldürüp dirilttik. Şimdi de şu kemiklere bak, onları nasıl da birleştirip yerli yerine koyuyor, sonra da onlara et giydiriyoruz!» O kişi, gerçek bu şekilde kendisine apaçık belli olunca; «Artık çok iyi biliyorum ki Allah, her şeye hakkıyla güç yetirendir.» dedi.” (el-Bakara, 259)
3 “Rasûlüm! Kullarım Sana Ben’i sorarlarsa, şüphesiz Ben onlara çok yakınım. Bana duâ edenin duâsına icâbet ederim. Öyleyse onlar da Ben’im davetime uysunlar ve Bana îmân etsinler. Böyle yaparlarsa, en doğru yolu bulmuş olurlar.” (el-Bakara, 186);
“Gerçek şu ki, insanı Biz yarattık ve nefsinin ona neler fısıldadığını da çok iyi biliyoruz. Çünkü Biz ona şah damarından daha yakınız.” (Kāf, 16)
7 Eylül 2024 San Francisco, ABD