YÜREĞİM KERBELÂ
Ali AĞIR aliagir70@gmail.com
Sînemde bir kervan susuz ve yorgun,
Zaman on dört asır öncesi hâlâ.
Çarmıha gerilmiş saatler durgun,
Yüreğim Kerbelâ, hüzne müptelâ.
Zifire büründü ihânet koyu,
Zâlimler çok gördü bir avuç suyu,
Cehenneme koştu Kābil’in soyu…
Yüreğim Kerbelâ, hüzne müptelâ.
Kaç yerden vuruldu Peygamber gülü,
Kızıla boyandı göklerin tülü,
Başıma savruldu bu nârın külü;
Yüreğim Kerbelâ, hüzne müptelâ.
Bulutlar bu yüzden kırgın sahrâya,
Yağmur damlaları inmez oraya,
Kaç elemi düğümledim mısraya;
Yüreğim Kerbelâ, hüzne müptelâ.
Öfkem çöl sıcağı, gözyaşım Fırat,
İntizârım, siyah yeleli kır at,
Her nefes bir sızı, sükûtum feryat;
Yüreğim Kerbelâ, hüzne müptelâ.
İçimde kıvrılan ırmaklar sürgün,
Sol yanımda kırk yaram var, kanar her gün,
Şu onulmaz ağrım diner mi bir gün?
Yüreğim Kerbelâ, hüzne müptelâ.
29 Mayıs 2024 Çarşamba