MEVLÂNÂ’NIN GAZELLERİNİ TÜRKÇE SÖYLEYİŞ -31- BİR İŞ Mİ VAR Kİ HUDÂ KĀDİR OLMASIN? HÂŞÂ!

Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@gmail.com

 

 

Gidip bir ev tutayım, isterim leb-i deryâ,

Çok inciler bulunur; çünkü orda, boldur atâ!

 

Berâber olduğu kimseyle benzeşir insan,

Felekle sohbet edip, bak nasıl yüceldi semâ!

 

Beden de canla berâber olunca yahşidir,

Solup çürür, nitekim candan olduğunda cüdâ!

 

Elin bedende iken, bak nasıl güzel çalışır,

Fakat koparsa vücûdundan, işlemez aslā!

 

Değildir aynı el artık o, hiçbir iş yapamaz.

Demek o uzvu bedendeyken, usta kıldı Hudâ!

 

Sen ayrılıkla tanış olmadın, hiç olmayasın!

Bu bir duâ ki, bulunmaz cihanda böyle duâ!

 

Düşüp nefis yere, ayrıldı «nefs-i küllî»den,

«İnin!» deyince yukardan gazap edip Mevlâ!

 

Kesilmiş el gibi iş görmeyen bir ettir o,

Önünde bir kedinin bekliyor rezil-rüsvâ!

 

Önünde dün baş eğip can verirken arslanlar,

Bugün tekirler için bir beyaz yumak gûyâ!

 

Fakat ümîd kesilmez atan damar varsa,

Bir iş mi var ki Hudâ kādir olmasın? Hâşâ!

 

__________

* Revîm u hâne begîrîm pehlü-yi deryâ

Ki dâd-ı ost cevâhir, ki hûy-i ost sehâ

matlaıyla başlayan gazel olup Türkçe söyleyişte son beyit eksiktir.  7. beyitte el-Bakara 2/38 vb. âyetlere telmih vardır.
(Mevlânâ, Dîvân-ı Kebîr -Seçmeler-, nşr. Şefik CAN, Ötüken, İst. 2000; I, 81; Füruzanfer neşri, I, 222)

Orijinaliyle aynı vezinde: mefâilün / feilâtün / mefâilün / feilün (fa‘lün)

 

vezni: mefâilün / feilâtün / mefâilün / feilün

(fa‘lün)