EYVAH! KEŞKE…

Bekir İsmet ÇİÇEK bekirismetcicek@gmail.com

 

 

Âsî kimse o gün pişman olarak,

«Yâ leytenî!.. Yâ leytenâ!…» diyecek.

İblisleri bilip düşman olarak;

Uymasaydım o şeytana… diyecek.

 

Keşke Hakk’a hep itaat etseydim…

Her emrini seve seve tutsaydım…

Rasûl ile aynı yola gitseydim…

Olsa idim Hak’tan yana… diyecek.

 

Hakikatten, Hak’tan uzak kalanı,

Hevâsıyla bâtıl yola dalanı,

Dost tutmamış olsa idim filânı;

Dost olsaydım Rabbim Sana… diyecek.

 

Zâlim kimse ısırarak elini,

Yaşayacak tam pişmanlık hâlini,

Tutsa idim O Habîb’in yolunu;

Dokunmazdı ateş cana… diyecek.

 

Mahşer günü olduğunda hor, hakir,

Yok olacak cümle ucub ve kibir,

Toprak olmak isteyecek her kâfir;

Gelmeseydim ben cihana… diyecek.

 

Bir görseydin o gün zâlim, serkeşi,

Gördüğünde alev alev ateşi,

Fayda vermez malı, mülkü, kardeşi;

Gelse idim ah îmâna… diyecek.

 

Dünya derdi, sevdasına düşmeden,

Kitap-Sünnet çizgisinden şaşmadan,

Kul olsaydım asla ortak koşmadan;

Kavuşsaydım itmi’nâna… diyecek.

 

Verilince sol eline kitâbı,

İsteyecek her bir ateş ashâbı,

Verilmemiş olsa keşke hesabı;

Ermeseydim asla ona… diyecek.

 

Yâ Rab! Beni geri gönder dünyaya…

Değişmeden damlacığı deryâya…

Çalışayım güzel bir kul olmaya…

Bir fırsat ver aman bana… diyecek.