KÖRDÜĞÜM
Ali AĞIR aliagir70@gmail.com
Zihinde yuvalanır endişeler yumağı,
Yüreklerde çağıldar ıstırâbın ırmağı.
Müjdeler küf bağlarken hasretin eşiğinde,
Seher uykuya dalar, zamanın beşiğinde.
Arza küskün yıldızlar büyütür karanlığı,
Simsiyah bulutlardır gecenin gerdanlığı.
Acıların rengine boyanırken yamaçlar,
Duâ eder her dâim gözü yaşlı ağaçlar.
Dolunayın yüzüne mecnun gölgeler düşer,
Hâneler kül yığını, sisli sokaklar mahşer.
Dupduru hisler donar, ihânet poyrazında,
Sevdâlanan yürekler yalnızlık çıkmazında.
Baykuş çığlıklarıyla her an sükût taşlanır,
Gün ışığı beklerken, körpe zaman yaşlanır.
Yaslı bir akasyanın alev renkli yaprağı,
Çatlamış dudağıyla öper mi hiç toprağı?
Çatlak su testisinde kabarırken dalgalar,
Bilinmezlere doğru savurur kasırgalar.
Hangi öfkenin aksi, göklerin gürültüsü,
Nerde kayboldu, rûhun o bembeyaz örtüsü?
Hüznünden firar eder kırkikindi yağmuru,
Baharlar nasıl atar sırtındaki kamburu?
Seneler çiçek açar, uçurum kenarında,
Ömür; suya karışır, bir ecel pınarında.
Ağarmayan şafaktan hiçbir umut süzülmez,
Çöller deryâya dönse bu kördüğüm çözülmez.
26 Ağustos 2020, Çarşamba