KIYÂMET

Bekir İsmet ÇİÇEK bekirismetcicek@gmail.com

 

İlâhî beyanda değişmez vaat,
Ferman buyurulur, kopar kıyâmet!
Vâde dolduğunda gelir de saat,
Zaman durdurulur, kopar kıyâmet!

Âlemlerin Rabbi verince destûr,
İsrâfil davranır ve üflenir Sûr,
Kâfire zorluktur o günde düstûr;
Sûr’a üfürülür, kopar kıyâmet!

Göz kırpacak kadar kısacık bir an,
Büyük bir infilâk, varlık toz duman,
Yok olur ne varsa, kopar da tufan;
Her can öldürülür, kopar kıyâmet!

O büyük haberi dinle, gel hele!
Salladıkça sallar müthiş zelzele,
Ayyûka yükselir çığlık, velvele;
Deprem sürdürülür, kopar kıyâmet!

Parça parça olur, yarılır semâ,
Tomar kâğıt gibi, dürülür semâ,
Belirsiz tarihte, meçhul bir cumâ;
Gökyüzü dürülür, kopar kıyâmet!

Şehirler yıkılır, bozulur bağlar,
Un ufak edilip, savrulur dağlar,
Ölüm gerçeğini tadar da sağlar;
Dağlar yürütülür, kopar kıyâmet!

Yıldızlar dökülür, güneş dürülür,
Ay ile birleşir ve söndürülür,
Bütün gayretlerin sonu görülür;
Güneş söndürülür, kopar kıyâmet!

Birbirine girer denizler, kaynar,
Yürekler korkuyla, yerinden oynar,
Gözler yere iner, afallar ey yâr;
Felâket görülür, kopar kıyâmet!

Yükünü bırakır, her yüklü gebe!
Emziren unutur, nerdedir bebe!
Korkunun şiddeti, çalar galebe;
Yavru unutulur, kopar kıyâmet!

Korkudan insanlar görünür sarhoş,
İhtiraslar biter, emeller bomboş,
O müthiş gün için hazırlan koş koş;
İyiler kurtulur, kopar kıyâmet!

Rum milleti o gün herkesten çokken,
Allâh’a inanan mü’min hiç yokken,
Her şey olur birden yer ile yeksân;
Kâfir korkutulur, kopar kıyâmet!

Yayılırsa eğer hile, hıyânet,
Edilmezse işler ehle emânet,
Haklar yerlerini bulmazsa şayet;
Her şey heder olur, kopar kıyâmet!