VÎRÂNEYLE MUHABBET VÎRÂNEYE SORULAR

Hakkı ŞENER sairimam01@hotmail.com

-Kerem hikâyelerinden ilhamla-

 

Söyle bana şimdi koca vîrâne,
Seni mesken diye seçenler hani?
Gamlanıp durursun sitemkârâne,
Sofra kurup yiyip içenler hani?

Gördüm günden güne derdin artıyor,
Geçmişi andıkça sînen börtüyor,
Kapını rüzgârlar açıp örtüyor;
Sabah-akşam gelip geçenler hani?

Ne günler geçirdin yok ile varda?
Kimi cimri idi kimi hovarda,
Kırık aynaların yıkık duvarda;
Gülüşüyle neşe saçanlar hani?

Bir zaman civara yeterdi havan,
Daha görülmeden biterdi dâvân,
Akmış çatıların dökülmüş sıvan;
Yazda-kışta konup göçenler hani?

Ağıllar boşalmış, sürü kalmamış,
Her gelen terk etmiş, biri kalmamış,
Toprağında alın teri kalmamış;
Bağlarında ekip biçenler hani?

Kul Hakkı’yım anlat hâlden bilene,
Yâr mı oldun ağlayana gülene?
Hâcet için kapısına gelene,
Elini yumanlar açanlar hani?

VÎRÂNENİN CEVABI

Bir zamanlar ben bir mâmur konaktım,
İşte böyle vîrân oldum sonunda.
Zenginlere, güzellere duraktım,
Kendimle baş başa kaldım sonunda.

Bana çevrilirdi her türlü bakış,
Nice misafirle dolardım yaz-kış,
Süslüydü her yanım gül, nakış nakış;
Yıkıldım, dağıldım, soldum sonunda.

Biri vardı bahçelerde gezerdi,
Yanağını çiçeklerle bezerdi,
Gülüşüyle gülistana benzerdi;
Hasretiyle hicran doldum sonunda.

Kudretli beylerin geçerdi sözü,
Nice kapıları açardı nazı,
Müşkül karşısında nâçardı bazı;
Mekânını hâlî buldum sonunda.

Gitti zenginliğim, kalmadı vârım,
Baykuşlara mesken oldu civarım,
Aktı çatılarım, çöktü duvarım;
Böyle inkisâra daldım sonunda.

Kul Hakkı dünyanın ahvâli böyle,
Makam bâkî değil ağayla beyle,
Sadece Mevlâ’ya îtimat eyle!
Kendimce bir karar aldım sonunda.