EY YİĞİT ADAM!

Servet YÜKSEL servety@t-online.de

 

-Şehid Muhsin YAZICIOĞLU’nun rûhuna ithaf…-

Uzak, gurbet ellerde duygularım üşüyor,
Keş Dağı’nda kardelen oldun ey yiğit adam!
Bir bilsen, firar eden uykularım üşüyor,
Ah, bir mart ayazında soldun ey yiğit adam!

Sonsuzluk hasretiyle, uzan karlar üstünde,
O şanlı şehidliğin, nûru parlar üstünde,
Bir milletin yüreği yandı, korlar üstünde;
Her gece gözlerime doldun ey yiğit adam!

Sorsam mı, bilmiyorum; söyle bu ne acele?
Can kaderin ağında, söz geçmiyor ecele,
Bir ömür boyu Hakk’ı, hakikati hecele;
«Düz» yaşayan bir güzel kuldun ey yiğit adam!

Mamak zindanlarında imtihanın çetindi,
Dâvâna fedâ rûhun, kemiklerin, etindi,
Mahzun yüzüne vuran tertemiz niyetindi;
Nefsini ezip geçtin, çeldin ey yiğit adam!

Hiç şikâyet etmedin; «Lutfu da kahrı da hoş»
Devletine küsmedin balı da zehri de hoş,
Sen yine Hızır gibi; «İmdat!» diyenlere koş!
Şerefi insanlıkta buldun ey yiğit adam!

Bir pîrin kapısında nöbette misin şimdi?
Gül kokan âlemlerde sohbette misin şimdi?
Güzelliklere hayran, hayrette misin şimdi?
Ölümsüz olmak için öldün ey yiğit adam!