SÜNGÜTEPE ŞEHİDLERİ

M. Nihat MALKOÇ mnm61mnm@hotmail.com

Soldu kasımpatılar, Kasım’ın ortasında,
Ateş denizlerinden, mum misâli aktılar.
Tek yürek oldu millet, şehidlerin yasında,
Sonsuzluğa göçerken, yürekleri yaktılar.

Bayrağa bekçiydiler, yurdun dört bucağında,
Ne destanlar yazdılar, peygamber ocağında,
Yürekler küle döndü, hasretin sıcağında;
Dağların doruğunda, şimşek gibi çaktılar.

Hepsi birer pervâne, candı Süngütepe’de,
Şehâdet şerbetine kandı Süngütepe’de,
Bir milletin yüreği yandı Süngütepe’de;
Son nefesi verirken, al bayrağa baktılar.

Hakk’a ve hakikate, teslim olmuş kuldular,
Şafak atana kadar, gökte yıldız oldular,
Yüce dağ başlarında, vakitsizce soldular;
Şehâdet kokusunu, dağlara bıraktılar.

Şehîdin gömleğini, gözyaşlarına bandık,
Onlar bir kere öldü, bizler bin kere yandık,
Şehâdet şerbetini onlar içti, biz kandık;
Hepsi candan içreydi; kim demiş, ıraktılar?

Ölümsüzlük yolunda, onlar murâda erdi,
Erenlerin bağından, nice gonca gül derdi,
Memleket peteğinde, destanlar oğul verdi;
Serdengeçti yiğitler, kutlu yola çıktılar.

Duyuldu kara haber, yürekleri dağladı,
Şehidlerin yasından, gökte bulut ağladı,
Ana, baba, bacılar; ne karalar bağladı;
Sığmadılar kabına, bendlerini yıktılar.

Ölüme selâm durdun, muzaffer kıldın cengi,
Tabutuna yakıştı, bayrağımın al rengi,
Şanlı Türk askerinin, yoktur dünyada dengi!
Hedefe kilitlenmiş, yaydan çıkmış oktular.

Vatana göz dikenler, kahr u perişan olsun!
Şehidim kanlarınız, bayrağa nişan olsun!
Adınız tarihlere şeref olsun, şan olsun!
Yürek bahçelerinde, gül misâli koktular.