DEĞİL Mİ?

ŞAİR : NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) niyazkar@gmail.com

Niye gamlanırsın ey dertli âşık,
Her şey şu âlemde yalan değil mi?
Var mı hicrânından yanmayan mâşuk?
Herkes bir başına kalan değil mi?

Esip savrulsa da ömür harmanı,
Gün gün eksilmekte dizin dermânı,
Yüzüne okunur ecel fermânı;
Her can bir gün ölen değil mi?

Ebedî değildir çektiğin çile,
Dâim hayır düşün, hep hayır dile!
Bülbül zâr etse de nâzenin güle;
O da gülistanda solan değil mi?

İbret değil midir tohumda başak?
Emânettir sana oğul, kız, uşak.
Bak dünya üstünden geçti kaç kuşak;
Sonunda gidiyor, gelen değil mi?

Kimler kondu, kimler göçtü bu «han»dan?
Buldun mu yâr gibi seveni candan?
Allah ayırmasın sağlam îmandan;
Gayrı her şey, derde salan değil mi?

Her nefes bizlere meçhul sermaye,
Gayret eyle hakikati görmeye!
Gelmedin mi azığını dermeye?
Aklını kullanan, gülen değil mi?

Ümitler tükenmiş, diller yalancı,
Seven sevdiğiyle olmuş yabancı,
Yürekte başlamış bir yaman sancı;
Avutmaz gönlünü çalan değil mi?

Kimi tabip olmuş, sarmış yaranı?
Kimi nifak sokmuş, bozmuş aranı…
Bir gün bulamazken hatır soranı;
Gerçek dost kadrini bilen değil mi?

Aşkı eylemişler sırlı bir destan,
Düşen bin âh eder, sevdaya yastan,
Gönül dergâhında söyle kim ustan?
Gerçek âşık O’nu bulan değil mi?

İster soylu bey ol, istersen paşa,
Kul olup Mevlâ’ya îmanlı yaşa!
Tevekkülle sabret, ne gelse başa;
Son bulur sonunda çilen değil mi?

Misliyle karşıla selâm vereni,
Hatırdan çıkarma ahbap, yâreni,
Bir müddet dolanır hayat treni;
Sonra bir menzile dalan değil mi?

Bulanık sel olup, kabarıp akma!
Billûr sarayları, kibrinle yıkma!
Helâller dururken, harama bakma!
Nefsin seni «müflis» kılan değil mi?

Övünme malınla, mülkünle sakın!
Bil ki ecel sana bir anlık yakın!
Bitmez kabristana gündelik akın…
Onca kazandığın talan değil mi?

Meçhul zaman dolar, azar be azar,
Gül alıp satmaya pazar kur pazar,
Niyazkâr petekten hâlis bal süzer;
Kârdadır yetişip alan değil mi?

Ağustos 2017, Şarköy