O, DİKENE DEĞİL GÜLÜNE MUHTAÇ!..

Ahmet ARSLAN arslanahmet52@hotmail.com

Maslahatı varsa onu tez gider,
Olmasa gelmezdi çuluna muhtaç…
Komşusu olmayan acep ne eder?
«Komşu, komşunun o külüne muhtaç.»

Düz gibi bir anda çıkılmaz bayır,
Aç mı, tok mu gözet, komşunu kayır.
Malından, «komşuluk» hakkını ayır.
Ola ki kalmıştır, çalına muhtaç!..

Hasta komşumuzu, hoştur ziyaret.
Hayırlı işini, ilk sen tebrik et.
Ölünce; koşarak cenazeye git.
Verdiğin omuzla, salına muhtaç!..

Bir kederli hâli sezildiğinde,
Derdin, acısıyla süzüldüğünde,
Teselliye muhtaç, üzüldüğünde,
Komşu, komşunun hoş eline muhtaç!..

Tanyeri; onunla, sana da ışır,
Gün; ışığı onla sana da taşır.
Evinde pişenden ona da düşür,
O, şirin gözüken hâline muhtaç!..

İyilikte yarışıp yeten o komşun,
Güzeli, güzele katan o komşun,
İçinden nefreti atan o komşun,
Gönlüne tat veren balına muhtaç!..

Sırrını demez de merde, nâmerde,
Cefâna katlanır, katmadan derde.
Öten bülbülünün sesi seherde,
Sırrını saklayan yeline muhtaç!..

Elinle, dilinle bir zarar verme!
Arslan Ahmet sakın; komşunu yerme!
İzinsiz bahçeden gülünü derme!
O, dikene değil, gülüne muhtaç!..

3 Aralık 2011