83. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız,

Tarihin akışındaki birçok şey başta korkutucu gelir. Birtakım odakların plânları, projeleri, komploları…

İki asırdır Şark Meselesi ile, Tanzimat ile, Sevr ile, Mondros ile, Soğuk Savaş ile şimdilerde İslamofobi (İslâm düşmanlığı) ile, Tarihin Sonu, Medeniyetler Çatışması gibi tezlerle, demokratikleştiremeyen işgallerle, globalleşmeyle üzerimize üzerimize gelmeye devam ediyorlar…

Hâlbuki bir de «Plânlar üstü bir Büyük Plân» var. O plânda globalleşme bizi mes’ûliyetlerimizle, vazifelerimizle yüzleştiriyor. İslamofobi; dikkatleri, İslâm’ın güler yüzünü sergileyebilmemiz için daha bir üzerimize çeviriyor. Medeniyetler Çatışması, Tarihin Sonu gibi tezler, düşmanını bilmek adına da olsa muhataplarımızı bizi tanımaya sevk ediyor.

Gardımızı almış, kendimizi savunmaktan; şahsiyetimizin asıl unsuru olan hamlelerimizi unutmuştuk. Şimdi hamle zamanı… Şimdi ufkumuzda dünya var. Afrika var. Amerika var. Avrupa var. Asya var. Dünyanın her yerindeki yalnızlar, kimsesizler, düşkünler, hidâyet mahrumları var.

Yokluğumuzda türemiş, veriyormuş gibi yapan; alıcı, koparıcı, sökücü ellerden kurtarılması gereken mazlumlar var. Onların îmânını söküp attığı her kalbin vebâli bizim boynumuzda…

Vazifelerini unutan, yolunu şaşıran, gaflet ve dalâlet ehli çılgınlar var. Onları uyandıracak sadâyı bulmamanın, yükseltmemenin vebâli de bizim omuzlarımızda…

Bütün bu derin ve engin muhasebeyle, 2012 yılının ilk ayında dosya konumuz:

KOMŞU HAKKI ve TEBLİĞ…

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ; başyazıda gönlün, iç dünyasında Fahr-i Kâinât Efendimiz’e komşu olmasını iki cihanın dertlerinin çaresi olarak tespit ve teşhis etti:

“Dünya, O’nun terbiyesinde yine; «Komşum siftah yapmadı. Ondan alınız!» diyenleri bekliyor.

Yoksullar; «Komşusu açken tok yatamayan» merhametli ve şefkatli mü’minleri bekliyor.

Hidâyet mahrumları; «Dolunay üzerimize doğdu!» dedirtecek bir tebliğ nûrunu bekliyor.”

Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi, «Hakkı Tebliğ İçin…» başlıklı makalelerinin birincisinde; tebliğ mes’ûliyetimizin geniş hudutlarını, mükâfâtının sonsuz buutlarını ve tebliğ insanında bulunması gereken vasıfları kaleme aldı.

Ayla AĞABEGÜM, dünden bugüne komşuluk bağlarını ve bugün komşuluğun nasıl verimli bir şekilde geliştirilebileceğini misallerle anlattı. Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI, ülkemizde ve dünyada geleceğin bir problemi olarak beliren «Birlikte Yaşamak» meselesine Kur’ân çerçevesinden baktı. Yard. Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ, ülkemiz ile Arap Baharı sonrasında İslâm ülkelerinin münasebetlerinde takınılması gereken doğru üslûbu ele aldı. Fatih GARCAN, yaşanmış bir hâdiseden hareketle kaleme aldığı bir komşuluk hikâyesiyle dosyamızda…

İrfan ÖZTÜRK Hocaefendi, ailevî vazifeleri; Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Âdem SARAÇ, Efendimiz’in en yakınlarına tebliğ hâtıralarını; Sami GÖKSÜN, «yanında olma»nın mânâ ve neticesini işlediler.

Ahmet ZİYLAN, ilginizi çekecek bir hâtıra ile, dükkân komşuluğunun güzel bir istikamette dönüştürücü rolünü anlattı. Aynur TUTKUN, H. Kübra ERGİN modern hayatın, şehirleşmenin ve teknolojinin ferdi toplumdan uzaklaştırıp yalnızlaştırması problemini ve çarelerini işlediler.

Tarih köşemizde Ahmet MERAL, güneydoğu komşumuz İran ile Kanunî devrindeki münasebetlerimizi; Can ALPGÜVENÇ, yakın tarihin mümtaz şahsiyetlerinden Abdülhakim Arvâsî Hazretlerini, Handenur YÜKSEL, Nur Kutb-i Âlem, Akşemseddin, Süleyman Nazif ve Arif Nihat ASYA gibi şahsiyetleri yazdı.

Şair, yüreğini hokka eylediği kalemiyle; can çekişen komşuluğumuzun mersiyesini ve onu diriltecek reçeteyi kaleme aldı.

Komşu kelimemiz, konuşmaktan geliyor… Komşuluk ve Tebliğ meselemizi konuşarak hâlledeceğiz, hakkı söyleyerek, Hakk’ı anlatarak, tebliğ ederek…

Yüzakıyla…