ÖMÜR DEDİĞİN

Servet YÜKSEL

Debelenip dursun akıl «niçin»de,
Bir varmış bir yokmuş ömür dediğin…
Gönül sanki zindan, zindan içinde,
Bağrımdaki okmuş ömür dediğin…

Gel seyre dal bir ırmağın başında,
Çölün ortasında, dağın başında,
Bir gurbet ki gözlerinin yaşında,
Ne yaman firakmış ömür dediğin…

Adım adım menziline yürüyen,
Gece-gündüz damla damla eriyen,
Bahtımın yeline düşüp titreyen,
Bir sarı yaprakmış ömür dediğin…

«Lâ râhate» bitmez dertler, çileler…
Şeytanda tuzaklar, «ben»de hileler,
Yüzümde gül olup açsın hâleler,
Âhiri toprakmış ömür dediğin…