Vefatının 1. Yılında Nuri BAŞ’ı rahmetle anıyoruz. ÂLEM VE ÂHENK
Nuri BAŞ
Bu ne ibret dolu âlem, bu ne hikmetlice iş!..
Bu ne cümbüş, bu ne devrân, bu ne müthiş bezeyiş?
Bu ne haşmetli saraydır, bu ne san’atlı düzen,
Bulur esrârını bunlardaki mânâyı çözen…
Şu letâfetle bezenmiş, görünen tabloya bak!
Bu ne san’at, bu ne âhenk ki, akıllar duracak.
Şu çemenler ve ağaçlar, şu açan güllere bak!
Şu coşan çağlayanın aşkına, bülbüllere bak!
Şu serâlar ve süreyyâ, şu semâlar şu deniz…
Düşünün, bunların idrâkine kādir iseniz.
Görünen bunca eser, bunca işin sâhibi kim?
Yüce Allah… Yüce Fâtır, yüce Hallâk-ı Kerim.
Uyan ey zübde-i âlem olan insan, yola gir,
Senin aslî görevin; Rabbine tâatle zikir…
Yetişir gafletin artık, ne olur kendine gel,
Bilerek Rabbini yâd et, bu vesîleyle yücel!…
Bütün âlem dile gelmiş O’nu îlân ediyor,
Ve O’nun zikrinin âhengine dalmış gidiyor.
Yarın ukbâda cemâl görmeyi istersen eğer,
O’nun emrinde olup, gönlünü yalnız O’na ver!..
Vezni: feilâtün / feilâtün / feilâtün / feilün