Bâd-ı Sabâ’ya Kıt’alar VI

KÂFÎ (Ekrem KAFTAN)

Gayri gel bâd-ı sabâ al kalpten mâsivâyı,
Serinlet sînemdeki bu ateşli havayı,
Gönlümün aynasını nefesinle parlat ki;
Duysun cümle kâinat şi’rimdeki nevâyı!..

Derya mı sana muhtaç sen mi deryaya sabâ?
Dalarsınız beraber sonsuz hülyaya sabâ,
Râm olur da dalgalar nefesin âhengine;
Götürürsün Kâfi’yi bitmez rüyaya sabâ!..

Revâ mı esmek sabâ azap ile âlemde?
Görmesin gönlüm seni bir lâhzacık elemde!
Sen rahmet habercisi ve saadet kânısın;
Yazdıran sensin sabâ mârifet yok kalemde!..

Bilir de bâd-ı sabâ bu aşkın esrarını,
Alır şair elinden onun cümle varını,
Seyredip mâverâdan kalbindeki bu aşkı;
Göstermez ah şaire gül renkli dîdârını…

Sanma ey bâd-ı sabâ söz benim eserimdir,
Uğrunda feda olan bu gönlüm ve serimdir,
Kalbe sevdan düşmese sükût uzar giderdi;
Belki benim yazdığım o amel defterimdir!

Rabbim senin gönlünü Kâfî’yle âbâd etti,
Sen onu çok andın ki, O da seni yâd etti.
Aşkına giden yolda bir refika muhtaçsın;
Beni refik eyleyip kalbine imdat etti!..

Sen sustun, bu âlem de benim gibi yanıyor,
Rahmetin müjdecisi gelmeyecek sanıyor.
Bir lâhza yokluğunla cehennem arza iner;
Ey sabâ kulak ver ki âlem seni anıyor!..