Merhum Es’ad Erbilî -kuddise sirruh- Hazretleri’nin bir gazeline tahmîsimdir. Sen’in Aşkında Mecnûnum

Nuri BAŞ

Usandım nefs elinden ah! Günahtan başka zârım yok.
İbâdetten feyizlenmiş gecem yok, hem nehârım yok.
Dilim suskun, medet yâ Rab! Gönül bir kış, bahârım yok.
Sen’in aşkında mecnûnum, velîkin iştihârım yok.
Demâdem dâğ-ı hasretle figandan başka kârım yok.

Bütün pâyem kulun olmak; tamâmen pâyesiz geldim.
Bütün gāyem; Sen’in sevgin; bu yüzden gāyesiz geldim.
O gün sâyende hıfz olmak için ben sâyesiz geldim.
Metâ-i lûtfunu almak için sermâyesiz geldim.
O türlü bir tehî-destim ki hattâ ihtiyârım yok.

Yanar bîçâre sînem, dertliyim ver âfiyet, yâ Rab!
Gönül aşkınla nâlândır, gedâyım, âtıfet, yâ Rab!
Cemâlin lûtfedip göster, kerem kıl âkıbet, yâ Rab!
Ne ilm u mârifet verdin, ne câh u menkıbet yâ Rab!
Bihamdillâh ki, bir zerre medâr-ı iftihârım yok!

Derûnum mâsivâ dolmuş, lebâleb hubb-i dünyâ var.
Derin gafletle bîzârım, hayal var, türlü hülyâ var.
Emel bâğım harap, dîdemde bin kâbûslu rü’yâ var.
Benî nev-‘i beşer resminde ancak bir heyûlâ var.
Cihânda kâm alırdım ben olaydı ger, o vârım yok.

Sen’in muhtâcınım her an, ne makbul hâl ü kârım var.
Garip gönlümde yâ Rabbî ne bir nesnem, ne yârim var.
Umar, korkar ve der Nûrî: «Benim eşsiz o vârım var!»
Ne dârım var benim Es’ad, ne de meyl-i diyârım var.
Cemâl-i Yâr’dan başka, diğer bir intizârım yok.

 

Vezni: mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün / mefâîlün