VASİYET VE HİKMETLER – MUHYİDDÎN-İ ARABÎ’DEN VASİYETLER

Dr. Âdem AKIN – Muhammed YETİM


Muhyiddîn-i Arabî Hazretleri, öncelikle Kur’ân ve sünnetten süzdüğü bilgilerin, sonra da kendisinden önce yaşayan ulemâ ve evliyânın eserlerinin ve başta Fütûhât-ı Mekkiyye’si olmak üzere bütün kendi kitaplarının özünü 201 vasiyette toplamıştır.
VASİYET 16 -B
Âyet-i kerîmede:
“Şüphesiz sizin için Allah Rasûlü’nde üsve-i hasene (güzel bir örnek) vardır.” (Ahzab Sûresi, 21) buyurulur.
Bu âyetle Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in ismet sıfatı ispat olunmuştur. Şayet o masum olmasaydı, O’nu örnek almak doğru olmazdı. Bu masumiyeti sebebiyledir ki biz bütün hâl, hareket, durum, söz ve fiillerinde Rasûlullah Efendimiz’i örnek almaktayız. Bundan sadece «Kitap ve Sünnet»te bizim nehy edildiğimiz belirli birkaç husus istisnadır. Hibe nikâhı hakkında: “…mü’minlere değil, sadece Sana has olarak…”* buyurulması gibi. Teheccüd ve gece namazına kalkmak hususu da böyledir. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- teheccüdü farz olarak îfâ ediyordu, biz ise O’na tâbî olmak üzere nafile bir ibadet olarak kılıyoruz.
Ebû Hureyre -radıyallâhu anh-:
Dostum Nebî -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bana üç şeyi tavsiye etti… Bu tavsiyelerinden birisi de vitri kılmadan yatmamamı söylemesidir.” demiştir.
Hem görüldüğü üzere tavsiye edilen şey sayısı da tektir.
Sahih bir hadîs-i şerifte vârid olduğu üzere:
“Allâh’ın yüzden bir eksik, doksan dokuz ismi vardır. Her kim onları sayarsa cennete girer.”
Hâsılı, Allah tektir teki sever. Allah Teâlâ’nın kimleri (tevbe edenleri, temizlenenleri, şükredenleri, sabredenleri ve ihsan sahiplerini) sevdiği konusu ise «Fusûsu’l-Hikem»in «Hakîm Tirmizî’nin Sualleri» bölümünde işlenmiştir. Aynı yerde, kimlerin sevilmediğine de ayrıca temas edilmiştir. Bu sebepten burada tekrarına hacet görmüyorum.
EL-HİKEMÜ’L-ATÂİYYE’DEN
HİKMETLER
Ahmed Bin Muhammed İbn Atâullah el-İskenderî’nin eşsiz ve ölümsüz eseri olan el-Hikemü’l-Atâiyye 264 veciz hikmetten oluşmaktadır. Bu hikmetlerin muhtevası üç kısımda toplanır:
1.Arı-duru Allah inancı, yani tevhid,
2.Güzel ahlâk,
3.Nefsi her türlü kötülükten temizleyerek Allah yoluna girmek.
HİKMETLER XXII
Hikmet 231: İlm-i nâfi (faydalı ilim), kalbe ışıklarını yayan ve ondaki perdeyi kaldıran ilimdir.
Hikmet 232: İlmin en hayırlısı, haşyetullah (Allah korkusu) ile iç içe olandır.
Hikmet 233: İlim; haşyetullah ile beraberse senin lehine, değilse aleyhinedir.
Hikmet 234: İnsanların sana iltifat etmeyişinden veya ayıplamayla yaklaşmasından elem duyuyorsan Allâh’ın sana dair olan ilmine müracaat et. Şayet ilm-i ilâhî seni ikna etmezse, bil ki, bu kanaatsizliğinden doğan musibet insanların sana ezasından katbekat şiddetlidir.
Hikmet 235: Allah Teâlâ, insanlara itimat etmeyesin diye eza ve cefayı onların eliyle sana ulaştırdı. Böylece bütün varlıklardan acı duymanı sağladı ki, hiçbir şey seni O’ndan gafil kılmasın.
Hikmet 236: Şeytanın senden gafil olmadığını bildiysen, sen de kudret eli her an senin perçeminde bulunan Hak’tan gafil olmayasın.
Hikmet 237: Allah Teâlâ şeytanı sana düşman kılmıştır ki, ondan Hakk’a sığınasın. Nefsi de sana musallat etmiştir ki, daima Hakk’a yöneliş içinde bulunasın.
Hikmet 238: Kendi nefsinde tevazu iddiasında bulunan kişi aslında mütekebbirin ta kendisidir. Çünkü tevazu yüce bir makamdır. Bu hâlde tevazu iddiasında bulunduğun an kibre düşersin.
Hikmet 239: Mütevazı kişi, kendisini tevazuundan yüksekte gören değil, tevazuundan bile alçakta görendir.
Hikmet 240: Hakikî tevazu Allah Teâlâ’nın azamet-i ilâhiyesini ve sıfatının tecellîsini müşahededen kaynaklanandır.

* “…Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde; kendisini peygambere hibe eden mü’min kadını, diğer mü’minlere değil, sırf Sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık)…” (Ahzab Sûresi, 50)
Bu âyete göre Peygamber Efendimiz’in nikâhlamak istediği bir kadın mehir istemeksizin O’nunla nikâhlanabilirdi. Ancak İbn Abbas -radıyallâhu anh- bu ruhsatın Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- tarafından fiiliyatta hiçbir zaman uygulanmadığını bildirmiştir. (Hak Dini Kur’ân Dili, Elmalılı Hamdi YAZIR, VI – 3915, Eser Neşriyat, İstanbul)