Ay Yıldız Düşmez Yere

SEFERÎ (M. Nejat SEFERCİOĞLU)

Yaradan kendi çizmiş şu masmâvi göklere,
Sonra bayrak eylemiş ay yıldızı Türkler’e,
Boyamış kanlarıyla şehitler al renklere;
Her nesne yere düşer, ay yıldız düşmez yere,
Tâ ki kıyâmet kopa; yer yarıla, gök çöke!…

Saldırsa da erişmez ona hâinin eli,
Uzatsa da uzanmaz ona gâfilin dili,
Ona leke sürenin hemen kırılır beli;
Her nesne yere düşer, ay yıldız düşmez yere,
Tâ ki kıyâmet kopa; yer yarıla, gök çöke!…

Tasalanma arkadaş, üç beş soysuz çıksa da,
Salyalar akıtarak birkaç bayrak yaksa da,
Gâfiller dudak büküp hep uzaktan baksa da;
Her nesne yere düşer, ay yıldız düşmez yere,
Tâ ki kıyâmet kopa; yer yarıla, gök çöke!…

Güneşler solduramaz şafak rengi alını,
Çünkü o renge kattı şehitler al kanını,
Düşmesin yere diye verdi tatlı canını;
Her nesne yere düşer, ay yıldız düşmez yere,
Tâ ki kıyâmet kopa; yer yarıla, gök çöke!…

Şerefli hiç bir insan, bayrağa yan bakamaz,
Hele Türk bayrağını, ateş vurup yakamaz,
Nâmus, şeref yoksunu ortalığa çıkamaz;
Her nesne yere düşer, ay yıldız düşmez yere,
Tâ ki kıyâmet kopa; yer yarıla, gök çöke!…

Sanma ki Türk’ün yurdu çakallara yurt olur,
Saldırırsa çakallar her Türk birer kurt olur,
Zillere düşenlere bu gerçekler dert olur;
Her nesne yere düşer, ay yıldız düşmez yere,
Tâ ki kıyâmet kopa; yer yarıla, gök çöke!…

Şeref bilir bu millet, bayrağı hür dikmeyi,
Göz kırpmadan Seferî, uğrunda can ekmeyi,
Bayrak gibi ruhları gönderlere çekmeyi;
Her nesne yere düşer, ay yıldız düşmez yere,
Tâ ki kıyâmet kopa; yer yarıla, gök çöke!…

(Girne, 23 Nisan 2005)