MUHASEBE

CELİL (Halil GÖKKAYA) halilgokkaya@gmail.com Bizi dünya bitiriyor, Emekleye emekleye… Bir meçhule götürüyor, Sürükleye sürükleye… Kur’ân-Sünnet yolumuz tek, Hasat için tohum gerek, Ayrılmak yok ölene dek; Emekleye emekleye… Şeytan bin bir oyun eder, Caydırmazsa; «Ertele!» der. Ömür nasıl geçip gider; Pinekleye pinekleye… Ölüm kollarken enseni, Yaşlılık korkutur seni, Yağma eder nefis beni; Araklaya araklaya… Ten eskir, tecrübe kalır, Kemâle eren yol […]

Continue reading »

SENSİN TUTUNACAK DAL ÖĞRETMENİM!

VAROĞLU (Mehmet Ali VAR) varoglu5@gmail.com Okuyup, anlayıp bin bir kitabı, Faydalı bilgiyi al öğretmenim! Gençliğe öğretip hayat âdâbı, Topluma donanmış sal öğretmenim! Çilelidir bu yol tam pişmek gerek, Gururu, rahatı hep aşmak gerek, Sabırla, sevgiyle dolarak yürek; Şefkati kuşanıp gel öğretmenim! Herkese, her yerde gerçek eğitim, Din ve fenden kimse kalmasın yetim, Çift kanatla yükselir şu milletim; Budur başarıda yol […]

Continue reading »

NE KALDI Kİ?

Hakkı ŞENER sairimam01@hotmail.com Bre gönül şu diyardan, Göçmemize ne kaldı ki? Vakti gelip mülkten, yârdan, Geçmemize ne kaldı ki? Tükenecek uzun emel, Bitecek her türlü amel, Kara yerde derin temel; Açmamıza ne kaldı ki? Gören var mı iş bu hâli? Susturur söyleyen dili, Dalda duran kuş misâli; Uçmamıza ne kaldı ki? Tükenir ömrün vâdesi, Her gelen elbet gidesi, Sunulur ecel […]

Continue reading »

ÖMÜR AĞACININ SON YAPRAĞI

Ali AĞIR aliagir70@gmail.com Zaman yol alırken sonsuza doğru, Devleşir arzular bir dağa döner. Vurulurken tene hakikat mührü, Bakışlar yakından uzağa döner. Mevsimler sararıp solarken gün gün, Rengârenk güllerde renkler kaybolur. Engin ufuklara çökerken hüzün, Gönüller, hırs ummânında boğulur. Uçurumun kenarında hayatlar, Bitmeyen düşler var, uykular derin. Mâverâdan gönderilir davetler, Gitmesi yakındır her misafirin. Yol biter, gün biter, arzular bitmez, Kâinat, […]

Continue reading »

İYİ KÖTÜ YAŞADIK…

Ahmet ARSLAN arslanahmet52@hotmail.com Bahşedilen hayatla geldik ömür hanına, Bir sancılı zamanda oturduk cihanına… İyi kötü yaşadık, bu dünyada gördük ki, Kötülük, hiç kimsenin kâr kalmıyor yanına! Bir kudretli el bizi, hâlden hâle döndürdü, Her şeyin tadı kaçtı, ziyâmızı söndürdü. Alışverişler bitti, imtihan pazarında; Yalancı ufukları, «O güç» yakıp yandırdı! Yüce Rabbim; yüzlere, gözlere imza attı, O, ömrün her ânına bir […]

Continue reading »

KIT‘ALAR

Abdullah GÜLCEMAL abdullah_gulcemal@hotmail.com Filistin’de-Gazze’de… Gün gelir ehl-i küfrün, gövdesi dalı kurur. Bu kervan yürüdükçe, it sürüsü kudurur… Silâhı yok, elleri sapan tutan her çocuk; Misket kadar taşlarla, tanklara karşı durur… Teşhis ve Tedavi Konuşamaz hâldeyiz, öfkeyle bağırmadan. Evlâdından müştekî, analar doğurmadan! Dertlerimiz azalmaz, bilâkis artacaktır, Aileyi, toplumu İslâm’la yoğurmadan!.. Fâcia Hayret, bir ses-sedâ yok, muhteremden, sayından! Tiksindik, nefret ettik, şu […]

Continue reading »

KİMDEN KİME KALACAK?

فلكڭ قصر دل آويزينه مفتون اولما نيجه ميراثه كيروبدر بو سراى فانى Feleğin kasr-ı dil-âvîzine meftûn olma, Nice mîrâsa girüpdür bu sarây-ı fânî!.. (Bâkî) feilâtün / feilâtün / feilâtün / fa’lün dil-âvîz: Gönül çeken. kasr: Saray, köşk.

Continue reading »

YANDI

GÜNBEYLİ (Mahmut TOPBAŞLI) mahtopbasli@hotmail.com Ufkumda hikmet hikmet parlayan âlem yandı, Hislerime tercüman kehribar kalem yandı… Berceste mısralara yüklediğim duygular, Dertle yüklü başıma tac olan çilem yandı. Bir Zümrüdüankā’nın kanadında hayaller, Zirvelere kurduğum fildişi kulem yandı. Bülbülün çağrısıyla uyanırken gülşende, Goncalar tutuşurken en kibar lâlem yandı. Saf gümüşten nazarla suya indi ceylânım, Yiğitlik makamında aslanca yelem yandı. Gözyaşımla suladım en soylu […]

Continue reading »

KIRILIR BİR GÜN TESTİ

Hayrettin DURMUŞ hayrettindurmus@gmail.com Irmaklara karışıp akacaksan deryâya, Kaya yarıklarından ustaca sızmalısın. Sana bir işarettir her gün gördüğün rüya, Toprağı eşer gibi rûhunu kazmalısın. Dağların doruğuna karlarla yaz adını, Parlasın ağustosta gözleri kamaştırsın. Duyar sesini dağlar ve anlar murâdını, Sevdan garip âşığa o dağları aştırsın. Yokuş tırmanacaksan gönlün dopdolu olsun, Sırtından at yükünü hamallık etme boşa. Güvenme gençliğine sonra pişman olursun, […]

Continue reading »

Ömer Hayyam Rubâîlerini Türkçe Söyleyiş -28-

Harun ÖĞMÜŞ EL ve DİL Dânî zi-çi rûy ôftâdest u çi-râh, Âzâdi-i serv u sûsen ender-efvâh? İn dâred dih zeban velâkin hâmûş, V’an râst dü sed dest velâkin kûtâh! Yükseltecek el ve dildir âlemde seni, Medyûn ona serviyle susam ünlerini. Zîrâ susamın on ağzı var amma susar, Serviyse uzatmaz yüz elinden birini! (Ömer Hayyam Rubâîleri, 2013, s. 561)

Continue reading »
1 157 158 159 160 161 485