MİKRODAKİ HAYRET VADİSİ
Ömer Sâmi HIDIR samihidir@gmail.com
Allah Teâlâ dünyaya birtakım değişmez kaideler koymuştur. Bütün ilim dalları, bunları tespit edip formülleştirir ve herkesin anlayacağı şekilde ifade eder.
Değişmezlikler olmasa ilimlerin hiçbiri olmazdı. Matematik başlı başına bir değişmezlik ilmidir. Fizik kanunları da kâinâtın yapısında olan değişmezliklerden ortaya çıkar.
Bu fizik formülleri ile birçok hâdiseyi açıklayabiliriz.
Meselâ;
Güneşin hareketlerini inceleyip ne zaman tutulacağını,
İstediğimiz hedefe nasıl top atışı yapacağımızı,
Aya yolculuk yapacak bir roketin, saniye şaşmadan nasıl fırlatılacağını…
Mevzu bir gezegen veya bir top mermisi olduğunda şaşmayan formüller, atom altı dünyaya gelince işe yaramıyor. Çünkü atom altı dünyada parçacıklar alıştığımızdan farklı davranışlar sergilemekte. Bildiğimizden daha farklı durumlar ortaya çıkmakta. İnsan ne kadar çok şey bildiğini zannetse de;
ALLÂH’IN İLMİ KUŞATILAMAZ
Fizik deyince bizim anladığımız, ders kitaplarında okuduğumuz klâsik fiziktir. Fakat bazı durumlar var ki klâsik fizik bize cevap veremiyor. Bu durumda kuantum fiziğine kapı açmak durumunda kalıyoruz. Çünkü teoriler bir hâdiseyi açıklayabilirse geçerlidir. Açıklayamadığı hususlarda başka teoriler ele alınır.
Bu anlamda Kuantum Fiziği veya Kuantum Mekaniği, özellikle atom altı dünyayı ve kuantum parçacıklarını açıklayabilen teorilerden bir tanesidir.1
Çevremizdeki her şey ve vücudumuz atomlardan oluşur. 1897’ye kadar da en küçük yapının atom olduğu düşünülüyordu. Fakat atomdan 1000 kat küçük olan elektronun keşfi2 bu sahada farklı bir pencere açtı. Elektronlar hayal edemeyeceğimiz kadar küçük parçacıklardır ve atom çekirdeği etrafında çok yüksek hızlarda dönmektedirler.
Elektronlar bugün hayatımızın birçok alanında yer almaktadır. Çünkü elektrik dediğimiz şey, elektronların hareketi sebebi ile oluşmaktadır. Yıldırım çaktığı zaman gördüğümüz şey de elektron akışıdır. Bu kadar küçük bir kütleden böyle muazzam kuvvetler nasıl da çıkıyor değil mi?
DALGA MI? PARÇACIK MI?
Kütlesi olan ve bir parçacık olarak kabul ettiğimiz elektron ve diğer atom altı parçacıklar aslında su dalgası gibi de hareket edebilir. Yapılan denemeler şöyle:
Bir metal levhamız olsun, üzerine ince uzun dikdörtgen şeklinde bir yarık açalım ve bunu duvarın önüne koyalım.
Bir elektron tabancası ile elektronları levhaya gönderelim, duvarda yarıktan geçen elektronların izini görürüz.
Sonra levhaya bir yarık daha açalım ve yine duvarın önüne koyalım, yine elektron gönderelim. Normalde beklenen, yarıklardan bir kurşun gibi geçip duvarda iki iz bırakmasıdır değil mi? Çünkü parçacıktır yani tane tane, fakat böyle olmaz!
Çok enteresan bir şekilde, parçacık değilmiş de dalgaymış gibi davranır ve duvarda bir girişim deseni oluşturur. Sanki yarıklardan su dalgası geçmiş de duvara onların izi çıkmış gibi…
Vak‘ayı daha yakından incelemeye alırlar, hangi yarıktan kaç tane geçiyor diye yarıkların önüne bir ölçme âleti koyarlar. Fakat bu sefer elektronlar izlendiğini anlamış gibi, parçacık davranışı gösterirler ve bu sefer duvarda iki iz bırakırlar.
Neticede şu kanaat hâsıl olur. Biz onları gözleyene kadar, elektronlar aynı anda iki yarıktan birden geçerler. Yani ihtimallerin hepsi biz onları bir noktaya mecbur edinceye dek geçerlidir.
Yarıkların başına konan gözlem âleti, parçacık veya dalga ikilemini söndürür. Gözlem yaptığımız zaman farklı, bakmadığımız zaman farklı davranırlar.
Anlayacağınız atom altı dünya, alıştığımız dünyaya hiç benzemez.
YÖRÜNGELER ARASI ATLAMA
Elektronlar atom çekirdeği etrafında orbital adı verilen belirli yörüngelerde bulunurlar. Devamlı sûrette çekirdeğin etrafında döndüğünü unutmayalım. Bir yörüngede dönerken daha uzak olan yörüngeye de geçiş yapabilir. Bu ilerleme ve yörünge değiştirmeye şöyle bir misal verecek olursak; elektronu üç şeritli bir yolda ilerliyor farz edelim. Bir şeritten diğerine geçiş yapabilir, demiştik. Şimdi bu geçiş, bizim zihnimizde sanki arabaların şerit değiştirmesi gibi düşünülebilir, fakat öyle olmaz.
Elektron sağ şeritte giderken, birden orta şeritte gittiği görülür. Sonra birden sol şeritte giderken gözlenir, yani buradan şuraya doğru bir geçiş yaptı, diyemeyiz. Anlık olarak bir sağ şerittedir, bir orta şeritte.
Farkında olmasak da her gün kuantum fiziği ile çalışan bir şeyler kullanıyoruz. Telefon, bilgisayar, MR cihazları ve daha birçok cihaz kuantum fiziği ile çalışan parçalara sahip.
Kimya başlı başına kuantum mekaniği ile işliyor; fakat kimyagerler mevzu ile daha geniş ölçekte ilgilendikleri için, onları daha derinde, atomik ölçüde nelerin olduğu ilgilendirmiyor.
Kuantum fiziği her ne kadar değişik, büyüleyici ve anlaşılmaz görünse de, her gün önümüze getirilen yemeği pişirirken bile kuantum fiziği kullanılmış oluyor. Pişmek kimyevî bir hâdise olduğu için.3
Peki hayatın özü bu kadar muazzam bir derinliğe sahipken; insanoğlundaki bu nâdanlık, bu sığlık niye? Yüce bir yaratılış ile vâr olan her zerredeki o muhteşem cevheri görüp, anlayıp ona göre yaşayan kullar ne kadar nasipli…
___________________
1 Ateist fizikçinin «Kuantum Fizik ve Evrim İddiaları»nı Ahmet KAVLAK-Prof. Dr. Koray KÖKSAL cevaplıyor.
2 Elektron J. Thomson’un 1897’de yaptığı bir dizi deney neticesinde katot ışınları yardımıyla bulunmuştur.
3 Kuantum Fiziği Nedir? Ertan Sinan ŞAHİN