«ŞEHÎD-İ IŞK» ES‘AD ERBILÎ -KADDESALLÂHU SİRRAHÛ- HAZRETLERİ

Sami İLHAN samilhan@hotmail.com

Mübârek rûhuna üç İhlâs bir Fâtiha…

Erbil’den doğdu güneş, tüm cihânı kapladı,
Seyyid idi Habîbin Hüseyn gibi evlâdı!
Aşkın şehîdi oldu, âb-ı kevsere kandı,1
Dâvâyı «Pîr-i Ekmel», Hak katında kazandı.

Evliyâlar, paşalar, müjde buldu sesinde,2
Reîsü’l-Meşâyıh’tı, Kelâmî Tekkesi’nde…
Bakışı heybet dolu, gönlünde sevdâ nârı,
İçinde cem eyledi, mahviyet ve vakārı.
Lâ ilâhe illâllah! Üç Mart’ta son nefesi,
İhvânıydı niyâzı, icâbet buldu sesi.3

1 Ne mümkün bunca âteşle şehîd-i ışkı gasletmek
Cesed âteş, kefen âteş, hem âb-ı-hoş-güvâr âteş! (Muhammed Es‘ad Erbilî)

Bu beyit, Es‘ad Efendi Hazretleri’nin şehid olacağını önceden sezip haber vermesi şeklindeki bir kerâmeti olarak değerlendirilmektedir. (www.altinsilsile.altinoluk.com)

2 Mareşal Fevzi ÇAKMAK Paşa, Anadolu’ya geçmeden önce Es‘ad Efendimiz’i birkaç kez ziyaret etmişti. M. Es‘ad Efendi Hazretleri, millî mücadeleyi desteklemiş ve kendisini zaferle müjdelemişti.

3 Es‘ad Efendi -kuddise sirruhû- Hazretleri’nin son sözleri:
“İntisâbımın ilk yıllarında gönlüme;

«Yâ Rabbî! Huzûr-i ilâhîne çıplak olarak geleyim. Şâyân-ı kabûl amelim varsa onları günahkâr kullarına bağışlayayım.» şeklinde bir duygu gelmişti. Şimdi de aynı duygularla doluyum. Allah Teâlâ’dan bize mensup olanları bağışlamasını dilemiştim, Allah Teâlâ bağışladı, bizim artık işimiz kalmadı…”