Fetihler Seli

Harun ÖĞMÜŞ

«Nâil olsam» diye Peygamber’imin müjdesine,
Coşmuş İstanbul’u fethetmek için her sîne.

Lâkin Alpaslan’ın ardınca edinmiş de hedef,
Kahraman cedlerimin olmuş o nâdîde şeref!

Dile gelmez, kaç asır sürmüş olan bir dâvâ!
Olur, uğrunda Bizans’ıyla, Freng’iyle gazâ!

Ve Süleyman Paşa bir gün geçerek Rûmeli’ne,
Yeni bir yön verir îmanlı fetihler seline.

Bir asır sel, hep onun açtığı mecrâda akar,
Kale-sur dinlemez ufkunda ne mevcutsa yıkar.

Kosva’lar, Niğbolu, Sırpsındığı, Çirmen, Varna,
Çevirirler o köpürmüş seli bir tûfâna…

Hedef, artık kuşatılmış küçücük bir adadır,
Dalgalar her tarafından yalayıp durmadadır…

Ve nihâyet gelerek hayli gecikmiş eceli,
Râm eder bir er o çağlar boyu sürmüş emeli.

Onu râmetmiş olan er ne güzel bir erdir!
Ve onun askeri -elhak- ne güzel askerdir!

 

Vezni: feilâtün feilâtün feilâtün feilün
(fâilâtün) (fa’lün)