43. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız,

Gökteki ayın devamlı bir sefer hâlinde akıp gidişi gibi, takvimlerdeki ay da gün gün yaprak yaprak dökülüp gidiyor, hazan yaprakları gibi…

Sadece hakkı verilen aylardan geriye elde avuçta bir şeyler kalıyor. Sadece hakkı verilen demlerden gönülde ve ruhta hasletler kalıyor.

Ramazân-ı şerif hilâlinin her yıl semamıza doğması, bir başka ifadeyle, her sene «Rahmet, Mağfiret ve Kurtuluş Eşiği»ne kabul edilmemiz de, yaratılış sebebimiz olan kulluk vazifesine sadakatimizi yenilemek, vefamızı ölçmek için değil mi?

Bu Ramazân-ı şerif ikliminde, «Bu Ayın Hakkı»nı hatırlayalım ve hatırlatalım istedik. Bu ayın hak ettiği hürmeti ve bu hakkı verenlerin hak ettiği serveti ele aldık.

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ,

«Rahmet, Mağfiret ve Kurtuluş Eşiğinde Bu Ayın Hakkı» başlıklı başyazıda Hazret-i Ali ve Hazret-i Fâtıma’nın eşsiz îsar tablosu olan misallerinden yola çıkarak, Ramazân-ı şerîfin hakkını kaleme aldı. Yazının mühim bir vurgusu, Ramazan’da kazanılan değerlerin bütün hayata yayılmasının önemi oldu:

“Ramazan ayında bilhassa vurgulanan ve gündeme gelen faziletleri ve değerleri hayatımızın bütün aylarına yayabilmek, en büyük başarı. Aksi hâlde orucu bozan ve yaralayan şeyler; gün gelir bütün hayatı bozar, şahsiyeti bozar, insanlığı bozar, iradeyi bozar, gönülleri bozar, rüyaları bozar, gerçekleri bozar, koca dünyayı bozar, hepsinden önemlisi îman ve aşkı bozar.”

Dosyamızda Ramazan hilâlinin bize hatırlattığı ezel bezmindeki ahdimize vefa ve sadakati Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI, Prof. Dr. Ömer ÇELİK, Dr. Harun ÖĞMÜŞ, Âdem SARAÇ, H. Kübra ERGİN, Aynur TUTKUN etraflı bir şekilde ele aldılar.

Sıdk, sadakat ve tasdik içinde, doğruluk ve istikamet üzere, sâdıklarla beraber, yalandan, sahte telkinlerden, manipülâsyonlardan uzak Sıddîkça bir yürüyüş… İşte bu ayın hakkı…

Böyle bir yürüyüşle Hakk’a irtihal eden Ali ÖZTAYLAN Amca hakkında da muhiplerinin dilinden, kaleminden yazı ve şiirler bu muhterem Osmanlı beyefendisini ebedî istirahatgâhına uğurlamakta.

Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi, «Ramazân-ı Şerif İkliminde Üç Nimet… Üç Tehlike…»yi kaleme aldılar. Muhterem müellif, Hazret-i Fahr-i Kâinat Efendimiz’in «Âmîn»leriyle teyit olunan Hazret-i Cibrîl’in duası çerçevesinde, üç nimetin hakkını vermeye davet etmekte.

Ve şiirler…

İnsanî hasletleri, insanca duyguları, insanca dile getiren, sözün hakkını veren mısralar…

Ramazan hilâlini anlatan, Kâbe özlemini dile getiren, vefayı, tevekkülü, unuttuklarımızı anlatan mısralar…

Seyrî ise Ramazân-ı şerif hediyesi olarak Leb Değmez Bir Na’t-ı Şerif sunuyor:

Cerâhatler, kederler, hastalıklar inletir, heyhât,

Ciğerler taş; erit, hakkıyla insân eyle ey kandil!

Hakkıyla insan olmak için, sâdık-vefakâr bir insan olma gayretine koyulmak için Ramazân-ı şerif tam bir fırsat…

Bu ayın hakkını verebilenlere ne mutlu!..

Yüzakıyla…