BEYİTLER
Gönderdi Hudâ çün bize mihman Ramazân’ı, Hoş tutmağa niyyet edelim biz dahi ânı. (Zâtî) Kadrin bilen buldu şeref, bu fırsatı etme telef, Savm u salât eyyâmıdır, geldi yine şehr-i sıyam. (Ahmed Remzi)
Continue reading »Muhteşem Bir Mâzîden İhtişamlı Yarınlara…
Gönderdi Hudâ çün bize mihman Ramazân’ı, Hoş tutmağa niyyet edelim biz dahi ânı. (Zâtî) Kadrin bilen buldu şeref, bu fırsatı etme telef, Savm u salât eyyâmıdır, geldi yine şehr-i sıyam. (Ahmed Remzi)
Continue reading »ECRÎ (Huzeyfe YÜKSEL) Hasta kul, kendine dermân ile sıhhat bekler, Sızlayan kalbine bir can suyu, imdat bekler. Küçücük kuş gibi yardımlara muhtaçtır o, Kanat ol hastaya her an, özü şefkat bekler. Ona kaş çatma aman, çünkü rakiktir gönlü, Hoş tebessümle bakan çehreyi bizzat bekler. Tatlı sohbetle huzur bulmak için her hasta, Kapıdan yâreni gelsin diye fırsat […]
Continue reading »CELİL (Halil GÖKKAYA) halilgokkaya@gmail.com Bir zerrede âlem gizleyen Rabbim, Dikkate dayandım, sa‘ye sarıldım… Şah damardan yakın izleyen Rabbim, Binlerce kez yandım, sa‘ye sarıldım… Muhammed Mustafâ deryâ-denizdir, En kutlu sığınak, en nurlu izdir, İbâdet en büyük şerefimizdir; Sünnete boyandım, sa‘ye sarıldım… Nebî-Rasûl, kitapları gönderdin, İnsanlığın yollarına gül serdin, Yıllar yılı ekmek verdin, su verdin; Nimetlere kandım, sa‘ye sarıldım… […]
Continue reading »Abdullah GÜLCEMAL abdullah_gulcemal@hotmail.com AZ GÜLER ÇOK AĞLARMIŞ Gülmesinden daha çok, ağlayan bir güzel o. Yeryüzünü semâya bağlayan bir güzel o. O KAPI BİR AÇILSA Ne bir iğne vurulsam; ne içsem şurup, hapı, Biter bütün dertlerim, bir açılsa o kapı. İKİSİ DE BÜYÜR AMA Kuzuyu büyütürsün, sana sütle et verir. İnsanı büyütürsün; çile verir, dert verir. […]
Continue reading »Ali AĞIR aliagir70@gmail.com -26 Ocak 2025 tarihinde vefât eden, yüzlerce hâfız yetiştiren Mustafa YAMAN Hoca’mın ardından- Geçmişin sandığında yığın yığın hâtıra, Ertelenmiş vuslatlar bağrımda derin yara, Semâdan kar düşmeden çığ düştü yüreğime. Sükûneti kaybettim, dalgalı denizlerim, Suyu hiç çekilmeyen bir kuyudur gözlerim, Titrek kirpiklerimden çiğ düştü yüreğime. Rûhum hicrana tutsak, aklım serden âzâde, Bir sedâ […]
Continue reading »Osman Nûri TOPBAŞ İBÂDETLER ve ESMÂÜ’L-HÜSNÂ Müfessir Fahruddîn-i Râzî; İslâm’ın beş temel esâsı ile, Fâtiha’nın başında Cenâb-ı Hakk’ın beş isim ve sıfatı arasında şu irtibatların bulunduğunu zikretmiştir: •Allah’tan başka ilâh olmadığına şahâdet etmek; «Allah» isminin nûrununtecellîsinden meydana gelmiştir. •Namaz kılmak; «Rab» isminin tecellîsinden meydana gelmiştir. Çünkü Rab «terbiye» kökünden gelir. Kul da îmânını; namazın yardımıyla […]
Continue reading »
Osman Nûri TOPBAŞ KARDEŞLERİMİZ AĞLARKEN… Şeyh SâdîHazretleri anlatır: “Bir yıl Şam’da müthiş bir kıtlık oldu. Halk, perişan bir hâle düştü. Bu sırada yanıma bir dostum çıkageldi. Bu dostum; kıtlıktan önce hayli güçlü-kuvvetli, makam-mevkî ve servet sahibi idi. İri cüsseli olmasına rağmen, onu da zayıflamış, solgun ve bitkin bir hâlde görünce şaşırdım. Ona niçin bu hâlde olduğunu […]
Continue reading »
Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM (Şâzelîmeşâyıhından Ahmed Zerrûk [v. 899/1494] Hazretleri’nin; tasavvufu, usûl ve fıkıh kaideleriyle anlattığı Kavâidü’t-Tasavvuf ve Şevâhidü’t-Taarruf adlı eserinin tercüme ve şerhine devam ediyoruz.) HAKÎM TAVRI Müellifimiz, önceki maddede tasavvuf erbâbının; zâhid, ârif ve mürid gibi farklı sıfatlarını ele almıştı. Bu maddede, felsefe ve mantık ilimleriyle meşgul olanların bakış açısını ve bu ilimlerin tasavvuf […]
Continue reading »
Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM KÖLELİK ve HÜRRİYET Hürriyet, özgürlük ve serbestiyet gibi kavramlar etrafında, insanlara birçok slogan telkin ederler: “Hür olmalısın, özgürlüğünü kimseye çiğnetmemelisin!” vs. Bu telkinler karşısında, kişinin zihinde hep şöyle bir kölelik anlayışı oluşuyor: Bir efendi, sahip var. Sizi köleleştiriyor, size emirler yağdırıyor. Onun dediklerini yapmak zorundasınız. Onun tâlimatlarının esirisiniz, buyruklarının tutsağısınız. […]
Continue reading »
Âdem SARAÇvardisarac@yahoo.com.tr Rasûlullah –aleyhisselâm– komutasındaki sahâbîler; gaspçı kervanı ele geçirmek için yola çıkmışlar, yolculuklarına devam ediyorlardı. Diğer taraftan da Ebû Süfyan bin Harb; İslâm ordusunun, kervanı basma haberini alır almaz, aceleyle Damdam bin Amr’ı Mekke’ye göndermiş, çok âcil yardım istemişti. Damdam’ın Mekke’ye varıp ortalığı fena hâlde karıştırması üzerine, çabucak hazırlanan müşrik ordusu yola çıkmak üzereydi. Eli […]
Continue reading »