HAZAR’DAN TUNA’YA
SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ)
Hangi sevdâya kapıldın, deli dîvâne misin?
Rûhu hiç eskimeyen aşk ile şâhâne misin?
O çınar gövdeli Osman gibi ufkun yüce mi?
Yıldırımlar gibi hak uğruna pervâne misin?
Her vakit feth-i mübîn müjde-i Peygamber var,
Sen bütün çağlara Fâtih gibi merdâne misin?
Ay misâl Ak hocalar, ehl-i vefâ var mı yine?
Sen güneşler yetişen rahlede rindâne misin?
Her göçen âbidenin aynı mı ardınca gelen?
Sen de aynen daha gerçek daha efsâne misin?
Şanlı bayrakta şehîdin gözü, yıldız ve hilâl,
Sen de üç kıt’ada ceddin gibi bir tâne misin?
Zift için onca vatan parçalıyor, kahpe gâvur,
Bizi birlikte tutan bizliğe dostâne misin?
Son zamanlarda zulümler yakıyor evleri de,
Kimsesiz yavruların kundağı öz hâne misin?
Mü’minin kalbine kâfir, daha çok saldırıyor,
Kanlı zâlimleri durdurmaya cephâne misin?
Her garip sancıya, her kimsesiz imdat sesine,
Her yetîmin kanayan gönlüne hastâne misin?
İyi bak Avrupa’dan Asya’ya, gör Afrika’yı,
Sen bu coğrafyada mâmûre mi, vîrâne misin?
Yine bağrında damar var mı Hazar’dan Tuna’ya?
Var mısın, ey dedemin vârisi, bîgâne misin?
Yedi deryâ sana hasret, yüreğin yelken mi?
Barbaroslar ve Hızırlar dolu tersâne misin?
Dinle gökten; Ne güzel kul, diye Allah, kime der?
Hem Süleymân-ı zaman hem de fakîrâne misin?
Var mı bir elde kılıç kudreti, bir elde kalem?
Seni cennetlik eden muştuya mestâne misin?
Yerde bâtılla berâber batanın kabri ateş,
Ebedî rahmete mîrâc ile dürdâne misin?
Özü Yûnus, sözü Bâkî, gözü Seyrî edecek,
Bir ömür madde ve mânâda kütüphâne misin?
vezni: feilâtün (fâilâtün)/ feilâtün / feilâtün / feilün