VELÂDET-İ NEBÎ

ECRÎ (Huzeyfe YÜKSEL)   Dünyâ acı bir devr-i cehâlet yaşıyordu. İnsandaki gaddarlık asırlar aşıyordu. Zâlim ve zulüm güçsüze hançer kesilirken, Hiç kalmadı bîçâre ve mazlumlara mesken. Teşrîf ederek geldi nihâyet yüce Sultan. Hükmüyle nizam verdi O en sevgili Cânan. Teşrîfine yer-gök sevinip coştu da coştu. Varlık dirilip, şânı büyük rahmete koştu. Dünyâ bağı birden yeşerip, açtı çiçekler, «Doğdun!» diye, Allâh’a […]

Continue reading »

Hak, Hukuk, Adâlet ve Merhametle Tarihe ve Cihana Yön Verenler; HANGİ MEKTEPTEN MEZUN?

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com İnsanlığa nefes aldıranlar, müstesnâ bir terbiye ile yetişmiş olan sîmâlar. Tarih boyu büyük zulümlerin ve kargaşaların amansız kıskaçlarından gönülleri çekip kurtaran kudretli ve dirâyetli kimseler, mükemmel derecede yetişmiş, çok güçlü eğitilmiş kimseler. Hak ve bâtılın birbirine karıştığı hengâmlarda şaşıranlara, azıtanlara, helâke yuvarlananlara ve gaflet girdaplarında perişan olanlara, gerçek bir yol rehberliği yapan, onları azap rotalarından […]

Continue reading »

BAYRAM OLA!..

Alvarlı Efe (Muhammed Lütfî Efendi) Can bula Cânânını, Bayram o bayram ola!.. Kul bula Sultânını, Bayram o bayram ola!.. جـان بــولا جـانـانـيـنى، بــايـــرام او بـايــرام اولا… قـــول بـــولا ســلــطـانينى، بــايـرام او بـايـــرام اولا…

Continue reading »

BİZE GELİR Mİ?

EYÜP (Satılmış ŞEN) sensatilmis@hotmail.com   Unutma! Dört mevsim çiçekler açar, Her çiçek bahara, yaza gelir mi? Ol Sultan, yolcuyu bırakmaz nâçar, Kabuğu bilmeyen, öze gelir mi? Rahmet ırmağında eridikçe kir, Dolaşık yumaklar çözülür bir bir, Tutmasa yüreği kanaat, sabır; Amansız yokuşlar düze gelir mi? Ko bir yana kısa günün kârını, Gel tefekkür eyle dünü, yarını, Mevlâ, göndermezse mihmandârını; Adımlar bir […]

Continue reading »

«SULTAN» İSTER KUL MAKAMI!..

ŞAİR : Rıfat ARAZ rifat_araz@yahoo.com Yol aldıkça bu garip can; «İhsân» ister kul makamı!.. Çilede mi akıl, iz‘an? «İrfân» ister kul makamı!.. Oku, şerh et, gör vahdeti; Secdede bul mârifeti!.. Tut o kutsî emâneti; «Emân» ister kul makamı!.. Gönül, sende edep, arım; Ney tek inler âh u zârım!.. İnceldikçe aşk nazarım; «Mîzan» ister kul makamı!.. Cehd et, nefsi eyle hâsıl; […]

Continue reading »

GAZEL

ŞAİR : SEFERÎ (M. Nejat SEFERCİOĞLU) nejatsefercioglu@hotmail.com Can veren âşıka, cânâ, bilesin can gerekir, Bir de cânın verecek sen gibi cânan gerekir. Sen otur gel şu gönül tahtıma, cânâ, ne olur, Her gönül mülküne elbet yüce sultan gerekir. Gel izin ver de senin uğruna cânım vereyim, Gönlü zengin olanın şânına kurban gerekir. Anlamaz bülbül-i şeydâ ne diyor her gül-i ter, […]

Continue reading »

Gazel

ŞAİR : SEFERÎ (M. Nejat SEFERCİOĞLU) nejatsefercioglu@hotmail.com Yanılıp eyleme, ey cân, leb-i cânân ile bahs, Eylemez aklı olan çeşme-i hayvân ile bahs. Özenirmiş çemenin goncası ruhsârına hep, Nasıl eyler yeni yetme gül-i handân ile bahs. Kadd-i cânanla yarışmak dilemiş tâze fidan, Edemez kadd-i kütah, serv-i hırâmân ile bahs. Câna kasd eylese uşşâkı ölüm korkutamaz, Etmesin tîr-i kazâ gamze-i hicrân ile […]

Continue reading »

Ulu Hakan Abdülhamid!..

ŞAİR : M. Nihat MALKOÇ mnm61mnm@hotmail.com Tutunacak dalımızdın, Ulu Hakan Abdülhamid!.. Ak kovanda balımızdın, Ulu Hakan Abdülhamid!.. Kâbusuydun siyonların, Düşmanıydın piyonların, Hedefiydin çıyanların, Ulu Hakan Abdülhamid!.. Nice karlı dağlar aştın, Coşkun seller gibi taştın, Gözden akan kanlı yaştın, Ulu Hakan Abdülhamid!.. Cümle derdin dermânıydın, Yiğitlerin fermânıydın, Bîçârenin gümânıydın, Ulu Hakan Abdülhamid!.. Hâinlere köstek oldun, Mazlumlara destek oldun, Muâsır bir istek […]

Continue reading »

EVLÂ BİLİRİZ!..

ŞAİR : SEFERÎ (M. Nejat SEFERCİOĞLU) nejatsefercioglu@hotmail.com Her sevgilinin nâmını Leylâ biliriz, Âşıkları Mecnun gibi şeydâ biliriz, Dünyâdaki şan şöhrete dil bağlamayız; Rüsvâlığı sultanlığa evlâ biliriz!.. vezni: mef’ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûl

Continue reading »

DERVİŞ GÖNÜL

ŞAİR : Ali Rıza KAŞIKCI ali_rz_@hotmail.com Gönül, derviş olmuş dostlar, Gece-gündüz yanıp gezer… Ballar balın bulmuş dostlar, Ekmek tuza banıp gezer… Ol Sultan’a dîvan duran, Meclisine bağdaş kuran, Gördüğüne Hakk’ı soran, Pervânedir, dönüp gezer… Esrik gönül aklanır mı? Gam çektikçe paklanır mı? Kul Mevlâ’dan saklanır mı? Yalanına kanıp gezer Derviş gönül bu nihanda, Yitip gitme şöhret, şanda, İnsanoğlu bu cihanda, […]

Continue reading »
1 2