29. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Bir kıymetler harmanında insan. Her şey onun elinde bir kıymet: Vücut, eşya, zaman, para, gençlik, akıl, hava, su, toprak… Türlü teçhizata sahip bir vücudu, aklı var. Onun için özel hazırlanmış bir dünyanın sakini. Fakat o, bütün bu kıymetlerin harmanından misilsiz mahsûller almak yerine, bazen var olan mahsûlleri har vurup harman savurmakta. Tüketirken tükeniş, harcarken harcanış kuyusuna düşmekte! Yazık […]

Continue reading »

28. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Bugün şu şirin mavi gezegenimizde, onu kıpkızıl etmeye başlayan ve telâfisi mümkün olmayan o kadar arızalardan bahsediliyor ki… Bunlar, bir bakıma dünyayı; ölçüsüz, şuursuz, fütursuz ve bazen de vicdansız kullanışın kötü neticeleri… Maalesef insan kendi dengesini yitirdiği zaman dünyanın da dengesini alt üst ediyor. Sonra bunun ceremesini de çok ibretli bir şekilde yine kendi çekiyor. Bu ibretlerin kimi […]

Continue reading »

26. Sayı Takdim

Nisan, bereketli yağmurların, yerde-gökte yeni bir canlılığın mevsimi. Bahar iklimi. Bu mevsim ve iklimde on beş asır önce lâtif bir tecellî ile gerçekleşen Kutlu Doğum (Mevlid Kandili), içinde bulunduğumuz yıllarda da yine baharda seyrediyor. Âdeta bütün varlık, o demlerde olduğu gibi şimdi de her yıl bir bahar neşesi içerisinde Peygamber Efendimiz’e «merhabâ» diyor. Belli ki yaratılmışların sebebi olan Hazret-i Muhammed […]

Continue reading »

24. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Geldik 24’üncü sayımıza. Yüzakı’yla iki yıl geçti. Üçüncü yılımıza yepyeni bir format ve dolu bir muhtevâ ile giriyoruz. Bu, bizim için büyük bir mutluluk. Ölümlü dünyada ölümsüz işler yapabilmek kadar güzel bir şey yok. Hayat ve ölümsüzlük, aslında bu noktadan inkişaf ediyor. Yani ölümsüz olanla diri olmaya çalışmak, şüphesiz ki bütün ölümlere yegâne çare. Bu bakış açısından hareketle […]

Continue reading »

23. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Takvimler, ömür sermayemizdeki seneleri birer birer harman ediyor. Bu harmanda insanlar, yaşadıklarını genellikle zamanın sırtına yüklemeye çalışıyorlar. Çünkü insanoğlunun yaratılışından itibaren en çok iç içe olduğu büyük gerçeklerden biri de zaman. Çünkü insanın ömrü zamanla mukayyet. Hiç kimse zamanın dışında değil. Ömrü dolduran bütün hayat manevraları hep zamana bağlı. Bu yüzden pek çok kimse, anlatacaklarına «aah zaman, ah!» […]

Continue reading »

22. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Bize ait güzel insanlar, güzellikler ve hakikatler; hâfızalarımızda, dimağlarımızda ve gönüllerimizde var oldukça milletler arenasında varlığımızı sürdürmemiz mümkün olur. Eğer onlar, o keyfiyetler ve o değerler sadece kitaplarda ve satırlarda kalırsa, onların ilim, irfan ve medeniyet cennetlerine nail olamayız. Çünkü ancak onları iç dünyalarında her daim yaşatabilenler dış dünyada da diri kalabilirler. Dolayısıyla onları, unutma ya da sırt […]

Continue reading »

21. Sayı Takdim

Kıymetli Okuyucularımız, Milletleri ve vatanları oluşturan ve yaşatan birtakım temel ve hayatî unsurlar vardır. Bunlar zedelendiği ve yok edildiği vakit, toplumların ve ülkelerin geleceği, bin bir tehlikenin girdabında boğulur. Bu unsurlar, özetle bizleri biz yapan tarihî, millî ve dinî değerler manzumesidir. Bunlara sık sık temas edilse de Nasrettin Hoca’nın fıkrasında anlatıldığı gibi bindiği dalı kesen düşüncesizler ve ahmaklar yüzünden varlık […]

Continue reading »

19. Sayı Takdim

Kıymetli okuyucularımız, Dünyada, bugün öyle hâdiseler yaşanıyor ki insanın kanı donuyor. Yeni doğmuş, hattâ henüz doğmamış bebeklerin bile paramparça edildiği bir yüzyıl karşısında en konuşkan diller bile tutuluyor. Haberlerde gördüklerimiz kadarına dahî gözlerin bakabilmesi mümkün değil. Feryâtlar ayyukta. Mazlumların feryâdı… Susturan ve konuşturan feryâtlar… Akıl almaz insanlık fâciaları… Kendini bilmezlerin sebep olduğu acı gerçekler… Görülen o ki, bilgi ve teknikte […]

Continue reading »

18. Sayı Takdim

Kıymetli okuyucularımız, Dünyadaki yollar gibi zamanda da girintili-çıkıntılı, virajlı ve düz vakitler olur. Böylece insanlık, her şekilde imtihandan geçerek yarınlara doğru yol alır. Hesap günü gelince karneler, imtihan neticelerine göre ellerimize tutuşturulur. Bu gerçek, mutlak olarak yaşanan bir hakikat olmasına rağmen insanoğlu ne hazindir ki şu veya bu şekilde bazen onu unutmaktadır. Sonra bin bir acı, bin bir ıstırap, bin […]

Continue reading »

Şiir Meşki

Bekir Sıtkı ERDOĞAN Şu gerçeği sık sık söylüyorum: Sadece doğaçlama yapmakla sanatçı olunmaz. Doğaçlama yapmak belki bir kâbiliyet meselesidir. Fakat sanat sırf kâbiliyetten ibaret değildir. Kâbiliyetlerin sanat hâline gelebilmesi için bir eğitimden geçmesi lâzım… Sanatçı olmanın yolu ustaların önünde diz çöküp meşk etmekten geçer. Bu her sanatta olduğu gibi şiirde de böyledir. Evvelâ öğreneceksin, inceliklerin, yakalanmış seviyelerin farkına varacaksın, ondan […]

Continue reading »
1 265 266 267 268 269 272