HAYIRDA YARIŞALIM AMA NASIL?

YAZAR : Sami BÜYÜKKAYNAK skaynak48@hotmail.com Hayırda yarışmak ilâhî bir emirdir. (el-Bakara, 148; Âl-i İmrân, 114) Peki, bu emri nasıl anlamak lâzım? Yarış deyince aklımıza; müsbet olarak, kişinin kazanmak için tâkatinin ölçüsünde çabalaması gelir. Bununla birlikte yarışın bir de menfî mânâsı vardır. O da kişinin kazanmak için her yolu mubah görerek enâniyetle tâkatinden öte kendisine rol biçerek mücadele etmesidir. Müslüman için, […]

Continue reading »

İhlâslı Bir İnfak Şuuruyla İKİ BÜYÜK NİMET

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi Ümmet-i Muhammed olarak bizler, Allâh’ın en büyük iki nimetine hiçbir bedel ödemeden nâil olduk: ◆ Fahr-i Kâinât Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafâ -sallâllâhu aleyhi ve sellem-. ◆ Cenâb-ı Hakk’ın ezelî kelâmı, ebedî kurtuluş reçetesi Kur’ân-ı Kerim. Bu iki nimet birbirinin şerhidir. Biri Cenâb-ı Hakk’ın kelâmdaki, diğeri insân-ı kâmil zarfı içerisindeki sanatıdır. Her ikisi de; okuyan, […]

Continue reading »

HAKİKÎNİN ASÂLETİ SAHTENİN GARÂBETİ!..

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi SAĞIRIN HASTA ZİYARETİNDEN İBRETLER Anlayışlı, hâl hatır, yol yordam bilen birisi; gaflet içinde bulunan bir sağır ahbabına; “Komşun hastalanmış, haberin yok mu?” dedi. Gafil sağır, kendi kendine ziyaretinin muhasebesini yapmaya başladı: «Tut ki komşumu ziyarete gittim. Bu sağır kulakla, o hasta gencin ne dediğini ben nasıl anlarım?» Sonra; «Hem insan hasta olunca, sesi de […]

Continue reading »

HAZRET-İ TULEYB -6-

YAZAR : Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr Hazret-i Tuleyb -radıyallâhu anh-; her geçen gün kendini daha iyi yetiştiriyor, sevgili annesi ile beraber sürekli yeni şeyler öğrenmeye çalışıyordu. Rasûlullah -aleyhisselâm-’dan duyup öğrendiklerini sevgili annesine de anlatarak sürdürdükleri bu çalışma ile evleri bir okul hâline gelmişti. Çok ciddî olumlu gelişmelerin yanında, çok vahim gelişmeler de oluyordu. Hazret-i Tuleyb’in şansından mıdır nedir, sürekli hareketli ortamlarda […]

Continue reading »

BU ÂLEM FÂNÎ!

YAZAR : İrfan ÖZTÜRK Asr-ı saâdetten bir kıssa. Hissemizi alarak ibret ile okuyalım, dinleyelim. Hâne-i sâadette her zamankinden farklı bir hâl vardı. Efendimiz suskun ve durgundu. İçeri girmek için izin isteyen kimseye izin verilmiyordu. Sonra Hazret-i Ebûbekir ve Hazret-i Ömer müsaade isteyince, onlara izn-i nebevî verildi ve içeri girdiler. Peygamberimiz oturuyordu, etrafında ezvâc-ı Nebî… Ses yoktu… Fakat Efendimiz’i bu ağır […]

Continue reading »

Koşuyoruz Ölüme…

ŞAİR : Ali AĞIR aliagir70@gmail.com «Her nefis tadacaktır ölümü» mutlak kader… İstisnâsız her canlı, boyun eğer bu hükme. Bu dünya hayatında, sayılıdır nefesler, Farkında mıyız dostlar! Koşuyoruz ölüme… Yetmişlik bir ihtiyar yahut bebek, kundakta, Ecel; cümlemize bir nefes kadar uzakta, Şu ömür takviminden düşen her bir yaprakta, Farkında mıyız dostlar! Koşuyoruz ölüme… Bir yıldırım hızıyla geçiyorken şu zaman, Menzile varmak […]

Continue reading »

İNSAN DİNSİZ, DİN PEYGAMBERSİZ OLAMAZ

YAZAR : B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com İnsan; yaratılış olarak zayıf, güçsüz ve himayeye muhtaç bir varlıktır. Gözle görülmeyen bir mikroorganizma bile, onu kolayca alt edebilir; bulunduğu vasatta mevcut birçok tehlikeye karşı, ancak emin bir yuvaya sığınarak korunabilir; hayatında gerekli bütün işlerini yapabilmek için, lutfedilen vasıtaları kullanmak mecburiyetindedir. Çevresindeki, kendisini kuşatan vasatın, görebildiği kadarını bile anlayabilmekten âciz olan insanın, bu idrak […]

Continue reading »

Şerîat, Tarîkat, Hakikat ve Mârifet Bütünlüğü İçerisinde TASAVVUF: İSLÂM’IN RÛHU!..

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi DİRİ BİR KALP İLE Cenâb-ı Hak insanı yarattı ve ona Zâtına nisbet ettiği bir ruhtan üfledi. Onu; mahlûkat içerisinde en güzel kıvamda, ahsen-i takvîm üzere yarattı. Ona farklı husûsiyetler ve istîdatlar bahşetti. Bunun neticesinde de onu yeryüzünde halîfesi kıldı, ona emâneti yükledi, mukabilinde de ondan kendisine dost olmasını istedi. Kulluk mes’ûliyeti içinde takvâ ve […]

Continue reading »

LEYLÂ’YI İNCİTME!..

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi LEYLÂ İLE ANLATILAN… Leylâ ve Mecnun; beşerî bir aşk kıssası olmakla beraber, mânâ ehli için bir remizler deryası olmuştur. Temsîlî teşbih sanatıyla, «muhabbetullâh»ı tahsile gayret eden kul, Mecnun ile; yüce mahbûbu da Leylâ ile temsil edilir. Bu mahbub, bazen kâmil mürşid olur, bazen Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz olur. Muhabbetin nihâî gayesi olarak […]

Continue reading »

HAZRET-İ ÖMER’İN HASSÂSİYETİ

YAZAR : İrfan ÖZTÜRK Abdullah bin Abbas Hazretleri anlatıyor: Soğuk bir kış gecesiydi. Halîfe Hazret-i Ömer’i görüp onunla biraz konuşmak üzere evden çıkmıştım. Şehir uykudaydı. Sokaklarda hiç kimse yoktu. Birazdan önümde bir karaltı belirdi. Biraz yaklaşınca bir insan olduğunu anladım. Selâm verdim. Verdiğim selâmı almak üzere başını kaldırdı. Sîmâyı görünce rahatladım, o Halîfe idi. Gecenin bu saatinde herkes sıcak yatağında […]

Continue reading »
1 77 78 79 80 81 93